Kelâmdan önce selâm, budur benim kural’ım
Esselâm-u aleyküm muhabbete yetiyor.
Bir hasb-ı hal ederek dost köprüsü kuralım
Gönlüm sevgiyle dolu, kalbim aşkla atıyor................Ozan Mikdatî
Ve aleykümü’s- selâm sözü aşkla karalım
Nice yıldız sevdayla doğup doğup batıyor.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu gerçek anlamda bir 'aytışma' olmuş. Bilindiği üzere Türkiye Türkçesindeki 'atışma' teriminin aslı 'aytışma'dan gelmektedir. Ayıt-mak, eyit-mek eski Türkçe'de demek, söylemek demektir. Anadolu Türkçesindeki 'atışma' ise daha çok birbirine muhalif söz/şiir söylemektir.
Çok diddialı olmazsa önemli bir hususu da belirtmekte yarar var: Aşık Tarzı şiir geleneğimizde Aşık karşılaşmalarına ait metinler genellikle dinleyiciler tarafından yazıya geçirilmiş ve bize kadar gelmiştir. Ancak bize kadar gelenler şüphesiz ki bütün karşılaşmaları kapsamamaktadır. Eldeki eski karşılaşma metinlerine bakarak bir kıyaslama yapacak olursak buradaki örneklerin eskilerden hiç de geri olmadığını söyleyebiliriz ve bu sadece bu 'atışma'yı gerçekleştirenler adına değil kendine internet gibi yeni bir 'icra ortamı' bulmuş olan geleneksel aşık tarzı şiirimiz adında da önemli bir gelişmedir.
İki söz ustamızı da tebrik ediyorum.
İki değerli üstadın atışması ancak bu kadar ŞAHESER olur.
Yapılan atışmanın güzelliğini kelimelerle anlatmak zor olur.
O güzel yüreğinizden siz öpüyorum.
Yürekten kutluyorum. Saygı ve selamlarımı gönderiyorum.
Muhabbetlerimle...
güzeldi insan okudukça ferahlıyor atışmaları ilgi ile okurum ...ikidegerli ağabeyime saygımla
harika bir siirdi.doyasiya okudum.yüreginize saglik.tebrikler
İki üstadın şiir diliyle muhabbeti şahsen beni
mest etmeye yettide arttı bile sağolun varolun
rabbim ömrünüze bereketler ihsan eylesin üstatlar..
Güzel vede her haliyle kusursuzdu kutlarım tebrikler
yunus karaçöp
Şiir akışı anlatımı
düşünürlüğü satır geçişler
takıntısız
mükemmellin üzerinde
bir paylaşım olmuş
benden tam puan kutlarım
...................................
müthiş,okumak zevkti
kutlarım
namık cem
ağzımın tadıyla tuzuyla harika bir atışma buldum sayfamda kutluyorum dost yürekleri kaleminiz daim olsun üstadım
Eskiden selâm vardı, gönüllere yol vardı
Aymazların yerinde hatır bilen kul vardı
Günümüze uymayan bir değişik hal vardı
En mûteber hasletler bil ki böyle yitiyor -- gelin
Ustalar kabul buyursun bir dörtlükle kutluyorum her iki yüreği.
Saygılar
Sayfadan ayrılmak istemedim. İki yüreği de kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta