yüregi vurgun gözleri yagmur yüklü bir buluttun sen.
ömrün selvi dali gölgesinin, mezar tasi sogugunda,
kucagindaysa bir avuç toprak...
bak..gecenin kemani çaliyor simdi,
hükmünü vermisken kör bakisli karanlik,
ölümüne sevda bu olmalı.
gerektiğinde yüreğini koyabilmeli ortaya
gerektiğinde parca parça edebilmeli gidenin ardından.
ölümüne sevda bu olmalı.
gerekirse ölebilmeli sevdiği için
gerekirse öldürebilmeli sevdiğini.
Ne zaman seni düşünsem,
dikenli teller örüyorum aramıza,
ateşler yakıyorum içimde,
Şubatın ruhu çalıyor bedenimi,
bir uçurumun kenarından atıyorum kendimi....korkmuyorum
....Bir endazede savruluyor düşlerim.
yokluğunda sigarayı üç paket yaptım
her pakette ölüme bir ölüm kattım
savurdum dumanı içimi yaktım
şimdi gidiyorum sende sil beni
gönlümün dergahında çektim çileyi
öyle YANGIndıki sevdan
sen gidince her şey değişti
dal kırıldı yeşile gül battı dikene
dünyam tersne döndüde
gölgem yenildi gölgene
gündüzler hep köroldu...yalanlar sığınağın
Bu son ağlayışım olsun.
Buruk karamsı sözlerim var sana.
Hayır değil.
Yel çarpıyor yüreğime,dağılıyor gözlerim.
Bir damla yaş düşüyor teklifsiz,
sana ayırdım bu son damla göz yaşımı
sen şimdi gidiyorsun,gece gözlü kadın GİDİYORSUN
yanağına konmuş ateş böcekleri
bir sercenin yüreğinde ağlıyorsun
çığlığına sığınmış umutların
yeminlerin yalanında kaybolmuş-yanıyorsun
kendine sarılıyorsun ben diye
gidersen....
yokluğun uzar içimde
gün doğumunda boğulur
yıldız döker gökyüzü
ay kararır
ay sararır
bu şiir yürek yangınımla beraber yazdığım bir şiir.ortak bir eser daha..sevgiler yağmurçiçeğine
ben...
gecenin karasına aşık olmuşum
birer birer yaktığım ateşte seni beklerken
Bu şehir dar geliyor artık bana dost. Dar geliyor.nefes alamıyor, şehre sığamıyorum. Şehirmi küçük... Yüreğimmi büyük... Yoksa yüreğime sığmayan sevgimmi büyük... anlayamadım.. Ama anlayabildiğim bir şey varki, ne vakit dar geldi bu şehir bir insana, ne vakit gecenin karanlığında aya düşen iki kuru dal silueti gibi iki kuru yüreğin silueti vurdu Ayrılığa, ne zamanki ne cennet ne cehennem, yaşamaya başlarsın Araf ta, işte o an, gitmeli insan o zaman buralardan.Gitmeli. Hemde uzaklara çok uzaklara... Yüreği götürmesede ayaklarının Götürdüğü Yere... Kalbin kabullenmesede Aklın kabullendiği yere, ama gitmeli.. Aldanmışlıklarını, yıkılmışlıklarını, hayal kırıklıklarınıda yanına alarak, zulasına sıkıştırıp Gelecekten caldığı oda belki karışımı küçük bir ihtimale Dayalı umut bileti ki Onuda göstermeden hiç kimseye, elveda demeden gitmeli....
...........................
Sanırım bu benim içinde geçerli... Ne cehennem ne cennet Araf ta Yaşadığım şu günlerde, arafta yaşamaktansa Radikal kararlar alıp, gen kendim olarak, onurumdan ve grururumdan odun vermeden, alçalmadan daha fazla onun gibi, gitmeli. Şimdi gitme vaktim diyorum bende kendime.. Gitme vakti. Her nekadar gitsenizde Onuda peşinizde, içinizde götürsünüz ya olsun. ya olsun eline Alişan, diline yapışan, tenine bulaşan odur. İçinizi yakan ateşin Odunu onun yüreği ki yüreğide kendi yüreğinde, kacmaya calışsanda kacamayacaksın olsun.genede gitme vakti.. Ama öyle bir yere gitmeliyimki.... yüreğimde olduğu halde yanımda götüremediğim onun, onun yokluğunun acı vermediği.. Varsa bir iki sevenim, onların gözlerine bir iki damla yaş olarak düşeceğim ama zamanla alışılacağım ve anlaşılacağım bir yere... Bütün duyu organlarının duyularını yitirdiği, hissin kaybolduğu, HÜKMÜN yerini HÜKÜMSÜZLÜĞÜN Aldığı, sıra kadem Basıp, sırtın topraktan güç aldığım yere GİTMELİYİM...
GİTMELİYİM ama nere.............
Hımmmmmm
sanırım buldum dost....'' gözlerindeki mahşeri Safaga, yeraltında Açtığı o soğuk yatağa, Onuda yanına alarak ', çıkarak herkesin hayatından öyle ruhsuz biryere GİTMELİYİM.... sessizce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!