“Sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamışım çözülmüyor Mihriban”
Çözülmüyor işte Mihriban.
Çözülmüyor.
Çözülemiyor.
Eğer çözülseydi, çözülebilmiş olsaydı bugün bunları okumak zorunda kalmayacaktın. Denedim Mihriban, çok denedim, direndim günlerce, aylarca, hatta yıllarca. En keskin kılıçları kuşandım kendime karşı, en onulmaz yaralar açtım bedenimde, en derin yerinde suların boğdum ruhumu. Ama her defasında sen, kar tanelerinin üstünde, beyaz papatyalara benzediği o sarı saçlarınla çıkageldin. Gelme deyişlerim, kaçışlarım, gözlerimi kapayışım fayda etmedi. Karla geldin, tipiyle, fırtınayla ve en çok da yangınlarla geldin. Olmuyor Mihriban olmuyor, olamıyor ve anladım ki olmayacak ta... Sana beni affet demeyeceğim. Hayır. Bunca yorgunluğuma, tükenmişliğime rağmen beni affet deme cesaretini gösteremeyeceğim.
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta