Mihmmândâr-ı Nebî-ebû Eyyûp El Ensârî

Nihat Malkoç
1596

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

Mihmmândâr-ı Nebî-ebû Eyyûp El Ensârî

Nebî’nin mihmandârı, gönüllerin sultanı
Derdini gül eyledi, yoktu çilesiz an’ı

Menzile varmak için nefsini kul eyledi
Sünnet-i seniyyeyi kendine yol eyledi

Hicretten evvel giydi hakikat libasını
Yüzüne bakan gördü, müminlerin hasını

Peygamberin devesi, kutlu hanede çöktü
Dağıldı karanlıklar, ruhunda şafak söktü

Maneviyat sultanı, Mihmandâr-ı Nebî’ydi
Küfrün kör kuyusunda hakikatin ipiydi

Hazret-i Nebî ona yedi ay konuk oldu
Resul ayrıldığında, hüzün çöktü, göz doldu

Resul’e mihmandarlık, gönlünü hoş eyledi
Kıymet vermedi mala, dünyayı boş eyledi

Bedir, Uhud, Hendek’te gazvelere katıldı
İnce hesap yapmadı, hep en öne atıldı

Kılıç kına girmedi, cihat aşkıyla yandı
Resulullah âşığı, hak rengine boyandı

Resul’ü bırakmadı, izini iz eyledi
Sözünü hakka temel, gizini giz eyledi

Fetih düşüyle düştü İstanbul yollarına
O güzel sevgilinin atıldı kollarına

Cihadın yaşı olmaz, ‘ihtiyarım’ demedi
Gün geldi susuz kaldı, zaman geldi yemedi

Surlara yakın yerde kurdu ak otağını
Yaşatmayı düşledi, şehre altın çağını

Tükendi sermayesi, ecel kapıyı çaldı
İstanbul’un bir semti adını ondan aldı

İslâm’ın aynasıydı; özüyle ve sözüyle…
Akşemseddin, kabrini gördü gönül gözüyle

Surların eteğinde sonsuzluğa ulaştı
Beka yurduna göçtü, ten kafesini aştı

Nihat Malkoç
Kayıt Tarihi : 10.6.2017 19:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Malkoç