Migren Hali Şiiri - Fırat Açıkgöz

İki hali var migrenin
ya dolduracaksın boşluğu,
masa lambalarını sığdıracaksın dibine
ya da iki delik, bir kapak yaptıracaksın
tornacıların hülyalarında.
Burhan, tırnakları atmış kalfada başlar,
Ve bardakları kırmış garson kadar titrek
Bekliyor seni
Cebindeki nazar taşlarını satmaya kalkar evliyalara,
Korkmuş düşünceleri,
Biz suçsuzuz koyunu bacağından asanlar kadar
Yani ta şu kadar
Sütçünün olmuş
Belli ki tüpçünün kıvılcımları,
Ummaya karmış,
Maya tutmamış.
Belli ki görmüş geçirmiş
Badiresiz, sokaklarda
bakirelerin ellerini tutmuş.
Hiç istifini bozmamış,
sırtı hala boş.
Helal-i hoş olsun çadır altında yatan
Boyuna dönen sütçüye
Kırmızı tüpleri fodul tüpçülerin
sokak lambalarına sövüyor
yüklemler bir eyleme yönelmiş
habire giriyor.
Geliyor da geliyor
Belli ki iktidarı vermiş kendi elleriyle
Belli ki ateşe verilen her şey
kırmızı tüpler kadar gerçek.
Kopar altıncı parmağını,
Yok olup gitmeden.
Arife tarif gerek belli ki
Odada yedi Bektaşi var
Yedisi de belli
Yedikleri önünde
Yemedikleri ciğerlerinde belli ki
Döne döne durdukları yok
Çektikleri çok.
Zeytin çekirdeklerine kazırlar serzenişleri
Arife tarif gerek belli ki
Döne döne durdukları yok
nereye kadar?
Her şey
bir yere kadar.