Miftâh-ı Cennet Sultânım
Şükür erişti bahar, vakt-i neş'et Sultânım
Hayat neşvesi bu dem buldu kesret Sultânım
Aşkla özlemle yolunu gözler göklerle yer
Mevsimlere sultân bahardır elbet Sultânım
Tabiat güldü, cihan sevinç buldu ser-te-ser
Âlemleri kapladı rahmet-selvet Sultânım
Zümrüd yapraklarla süslenip bezendi her yer
Ağaçlar takındı hep mücevher-zînet Sultânım
Gül uyanmış hamd ile tüller içre gülümser
Sabahlığı incilerden bir kisvet Sultânım
O güzel böyle cezbedermiş bülbülü meğer
Hele nâzı işvesi bir hoş hâlet Sultânım
Bülbülün pürüzsüz terennümü cihan değer
Pâk aşkının şevkiyle buldu şöhret Sultânım
Eşsiz San’atkârın bu güzel bu lâtif eser
Sergilenir durur İlâhî Kudret Sultânım
Yüzünün şefkatli cemâli nûrdan bir cevher
Selâm olsun, bu ne güzel bir sûret Sultânım
Dişlerin inci inci, pür-nûr elmas, saf güher
Müşfik tebessümün tükenmez servet Sultânım
Dilin baldan tatlı, emsalsiz sözlerin şeker
Her kelimende var sayısız hikmet Sultânım
Altından saf kalbinle ne hoşsun ey tâc-ı zer
Ne büyük lûtuftur bu güzel tıynet Sultânım
Aslâ ölçü olamaz altın, gümüş, mücevher
Engin hazînene biçilmez kıymet Sultânım
Nûruna müştâktır semâda şems ile kamer
Gönlüme de o parlak nûru ilet Sultânım
Hâlis aşktır bakışın kaçınılmaz bir kader
Nazar et kalbime o aşkı işlet Sultânım
Hak dâvetle zabtettin kalbleri birer birer
Hâlis aşk ile geldi feth ü nusret Sultânım
Aşk sunan nûrun güneşin ışığına benzer
Bütün kalblerle eyler bir hoş ülfet Sultânım
Ey Elçi, sensin kalblere sürûr, gözlere fer
Sende şefkat merhamet, sende re'fet Sultânım
Gül kokar ıtrın, hayrandır sana misk ü anber
O pür-nûr terin güldür demet demet Sultânım
Kapın, perden bile kem gözlerden eyler hazer
Şân u şiârındır edeble iffet Sultânım
Tevâzûda baştâcısın ey Mübârek Rehber
Hakka kullukla buldun şân u izzet Sultânım
Hakkı anlatışına şâhidtir mihrâb minber
Hak yolda yılmadan kılarsın gayret Sultânım
Seninle nûrlandı sürûr buldu vakt-i seher
Eyledin de safâyla salâte kâmet Sultânım
Zor işler fetihler kılınır sana müyesser
Bahşedilir dilediğin her hâcet Sultânım
Sînenden rüzgârlar eser can-bahş u can-perver
Rûhlar alır eşsiz mânevî lezzet Sultânım
Âlemde kalbleri fethetmektir asıl hüner
Sevginle geldi yüreklere safvet Sultânım
Ey Meleklerin Yâri bir nazar eyleyiver
Arındır bizleri aynaya benzet Sultanım
Hak yolun ışığısın selâm olsun ey Server
Sâyende kullara lûtfolur rü'yet Sultânım
Âşıkların Hak Sözü ederler hıfz u ezber
Ol hitâba ezelden dedik evet sultanım
Son vahyi sana getirdi ol Nâmûs-ı Ekber
Hak çağrıyı bütün dünyâda ünlet sultanım
Müjdenle sevinsin hasret çeken dîde-i ter
İlâhî rahmetle coşsun her cihet Sultânım
Zâyi’ olmaz yolunda yürürken dökülen ter
Aşkınla bahşolur kalblere kurbet Sultânım
Şefkatin şefâatin ona en güzel siper
Sana kim koşup gelse halis-niyyet Sultânım
Karanlıktan kurtuldu kalbler aşkla münevver
Sevdâlıların sana duyar minnet Sultânım
Yok seni Hak yoldan alıkoyacak hiç bir er
Kimsede bulunmaz o güç o cür’et Sultânım
Dağlarda aslanlar bile nazarınla titrer
Halis aşkına bahşolmuş bu heybet Sultânım
Eyledin de karanlık küfrün üstüne sefer
Ardınca koştu şevkle bütün ümmet Sultânım
Güneş gibi parlar kılıcın Şanlı Cengâver
Şecâat şânına kılınmış nisbet Sultânım
Aşkınla sîneler kaynar misâl-i semâver
Allâh içindir bu gayret ü himmet sultânım
Coşkun yüreklerden kurulmuş muhteşem mehter
Yolunda vurur aşkla tabl-ı nevbet Sultânım
Çevrende kehkeşânlarca âşık sâdık erler
Görülmüş değil böyle ulu haşmet Sultânım
Sâdık dostların çevreni saran altın çember
Arza ordunun tekbirini dinlet Sultânım
Cümle âşıklar bu muazzam seferde asker
Cihânı sarsar bu kudretli savlet Sultânım
Elinde kılıç, sırtında zırh, başında miğfer
Hak için cihadda senindir nöbet Sultânım
Şehâdet aşkıyla tutuşur her yiğit nefer
Aşkınla can vermek ne büyük devlet Sultânım
Güzel yâr, yoluna canlar fedâ olsa değer
Senin yoldaşlığın ne büyük nîmet Sultânım
Küfür karanlığı sarmışken halkı serâser
Seninle parladı kalblerde vahdet Sultânım
Allah yolunda aşkla ter dökenindir zafer
Ezelden beri budur sünnet âdet Sultânım
Kablere îman saçarsın aşkınla berâber
Mesleğin halkı Hakka aşka dâvet Sultânım
Ne hoştur sohbetin, ey Nebî, Menbâ-ı Kevser
Kalbten anışlarladır Hakka zülfet Sultânım
Hecr u zecr ile mükedder olmasın gönüller
Arzdan cevr u cefâyı kaldır lûtfet Sultânım
Zindandan beter ayrılık hicrân bitsin yeter
Gönül senin yanına eyler hicret Sultânım
Selâm ey mahbûb, seni duyar gönüller ekser
Bu dem sanadır bütün meyl ü rağbet Sultânım
Seni arar Allâh’ın kulları seni ister
Sana koşarlar fevç fevc hey’et hey’et Sultânım
Başlar üzre tacsın, tâcın güneşlerle zîver
Nûr-ı aşka garkoldu ehl-i neşvet Sultânım
Azîz Mevlâ’nın seçip sevdiğisin, ey hûb-ter
Temiz gönüllerde makbûlsün gâyet Sultânım
Bütün gönüllere yol gösteren şems-i enver
Vuslat yolunda sensin delîl hüccet Sultânım
Çevrende aşkı sâdık nice yiğit gazanfer
O güzel dostlarla eylersin sohbet Sultânım
Senin muhabbetinle sükûn bulur bahr ü ber
Senin aşkın verir îmâna kuvvet Sultânım
Fadl u kerem dolu cömerdliğin fevkalbeşer
Nûr üstüne nûrsun, ey cennet-haslet Sultânım
Nazar kıl bize, gönüllerimize hayat ver
Cömerdliği kıldın ümmete sünnet Sultânım
Âlemlere rahmetsin mahbûbsun ey tâc-i ser
Ey şâh, sende parlar izzet ü şevket Sultânım
Mevlâ’dan dilerim ki sonsuz nîmetlere er
Gördükçe âlemler eylesin hayret Sultânım
Aşkın, âşıkların, ümmetin, seni sevenler
İki cihanda görsün sevgi hürmet Sultânım
Âşıklar gülistanından solmayan güller der
Seni sevmek her gönle olsun kısmet Sultânım
Fânî dünyâdan ayrılmak her kula mukadder
Refîk-i A’lâ olur sana halvet Sultânım
Selâm eriştirsin sana rüzgâr-ı muanber
Kur’ânda seni över nice âyet Sultânım
Selâm sana ey Rasûl, Ey Allâh’ın Habîbi
Ömrünce Kur’âna eyledin hizmet Sultânım
Rahmân’a adanan ömrün, o parlayan günler
Hakka kulluktan ibâret bir sîret Sultânım
Ey Vefâkâr Dost, sevenlerine kol kanat ger
Bize cennetin yollarını öğret Sultânım
Selâm ey Yâr, o makbûl duânı lûtfet gönder
Gönüllerimize tevhîdi söylet Sultânım
Ey Hâtemennebiyyîn ümmetine yol göster
Dünyâyı bürüyünce vakt-i temmet Sultânım
Sözün Hak, sona erer dünyâ, dürülür defter
Biter şübhesiz va’dedilen mühlet sultânım
Mîzan kurulur hesab görülür teker teker
Bütün kalpleri sarar ulu haşyet Sultânım
Senin Livâ’ul-Hamdini arar bütün mahşer
Sancağına sığınır hanîf-millet Sultânım
Makâm-ı Mahmûd’dan beklenir o gün hoş-haber
Duânla kullara bahşolur rahmet Sultânım
Selâm sana âl ü ashâbına ey Peygamber
Seni makbûl kıldı ol Yüce Hazret Sultânım
Ebedülebed parlar çehren ey dürr-ü dürer
Selâm sana Cennet’te ebed-müddet Sultânım
Nazar lûtfet gamı kasveti gönlümden gider
Dünyâda âhirette beni gözet Sultânım
Şu mücrim kölen lûtfunu nazarını bekler
Sensin, sensin bana miftâh-ı cennet Sultânım
Kayıt Tarihi : 23.6.2017 14:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Salât u selâm Na't
![Salih Şanlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/23/miftah-i-cennet-sultanim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!