Microcosme Şiiri - Habibe Merih Atalay

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Microcosme

Düşünce embriyonları
ilk oluşumlarında microskobik düzlemde
-microcosmik- idiler -
ancak macrocosmosu içinde
barındıran bir microcosmos'dular.

Kontrolü ele almanın zamanıydı,
'Fener Kulesi' görünüyordu işte.
Aynı karakter yapısı
-seni sevenlerce iyi algılanırken
sevmeyenlerce kötü algılanması gibi-
her şey algısaldı ve algılayanın algılama
kapasitesini belirleyen de duygulardı.
Duygular birer sübap görevi görüyordu.

Şimdi ne görmek istiyordum?
Etrafımızda güzellikler var mıydı?

"Sen etrafın için bir güzellik olabilirsin..."

Bunun farkında olmak gerekti.

"Sen kendini, sana bakan ve görenlerce
- sana bakışlarındaki duyguya göre algılarsan -
senden nefret edenle kendine nefret;
senden hoşlananla kendinden hoşnut;
seni seven-sana aşık olanla
kendine hayran olabilirsin ancak
sen sana ayna olmaya başladığında gerçek,
asıl güzelin ya da çirkinliğin, ya da
hoş olmayan yanının farkına varabilirsin."

Bu nedenle yapman gereken en ivedi işlem
gönül aynalarını parlatmak
- eğer çatlaklar - kırılmalar - pirüzler varsa değiştirmek -
ki ayna kırılması çatlaması uğursuzluk olarak
taa günümüze kadar taşınmış
kimbilir hangi kadim bilginlerce saptanmış
evrensel bir bilgi - işe buradan başlamak -
sanıyorum yanlış değil.

Gönül aynalarını iyi, hatta çok iyi korumak,
sıkı 'muhafaza' etmek gerek.
Hiç kimsenin, en sevilenlerin dahi onu,
değil kırmak, çatlatmak,
nefesleriyle 'hoh' bile demelerine izin vermemeli.

Oysa daha doğar doğmaz üflendi adlar kulaklara,
daha doğar doğmaz başlayan gönül yaraları nasıl iyileşir..

Bu nedenle can pahasına dahi olsa
bütün tarihi tekerrürleri silmekle başlamalı işe.

Yeni devrin kitabı ancak böyle yazılmalı.

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 30.1.2013 13:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay