Mezopotamya ah! mezopotamya!
Üstünde her daim nazar dolaşan
Kem gözlerin uğrak mekanı
Hiç mi iyi gözle bakan yok sana
Bir maşallaha bu kadar muhtaç,
Baş ağrısız bir güne bu kadar hasret
her dem üzüntülü her dem kederli
her daim kıskaçta.
Bir of çeksen karşı dağlar değil
Tüm dünya yıkılır.
Sen ise susmuş duruyorsun.
Değil of ah bile çıkmıyor ağzından.
Yavruların hala berrak
Fıratta diclede bırakmıyor insanını
Büyütüyor besliyor.
Hangi ırmak kurumazdı bunca acıya
Bunca ızdıraba, bunca eleme.
Sen neden kurumadın öyleyse?
Kem gözlerin gideceğini mi sanıyorsun.
Aç kurt sürülerinin tükeneceğini
Gitmezlerde tükenmezlerde
Huzur koymazlar sende.
Sen böyle onlara karşı asil durdukça
Sen böyle bilgin oldukça
Sen güzel oldukça.
Diyorsunki;
Giderlerse neyim ben?
Bir kuru su, bir avuç toprak.
Beni ben yapan o gözler
O kurtlar
Ah mezopatamya ne diyeyim ki sana.
Kayıt Tarihi : 13.3.2011 17:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)