Mezopotamıya'nın Nazlı Kızı

Başında kara sevda, yüreğinde özgürlük yelleri esen
Kaşları kömür, gözleri zeytin karası
Hiç kimsenin rengine, diline, dinine
Bakmadan
Gönül mekâni
Her tatlı selâma açık olan
Fastanı güllü, çiçekli
Çiğdemlere
Nergislere gönül veren
Her büyük ormanda yaşanan
Yangın sonrası
Acısını özünde bal eyleyen
Issız bedenine sarılıp
Isınan
Dallarına yaprak döken
Çınar ağacı gibi
Bakışları umut, umut yeşeren
Güzelliği
Dillere ezgi, ezgi dolanan
Sopsoğuk karanlıklarda
Teni dağ kokan
Militan yürekli
Mezopotamya'nın kızı
Bütün gecelerin sonunda
Doğan bir şafak, bir güneş var
Bekle, aydınlığı koynunda toplayan umut güneşi doğacak

Her şarkının nağmesi, güftesi ve her güzel şiirin mısrası
Darağacın koynunda, her gülüşü yaşam sebebi
Ey zorlukların yıkamadığı
Deli fişek
Gönlü özgür
Sevdası bol
Bakışları seher yıldızı
Ruhu
Fırat gibi coşkulu
Kürd kızı
Uygarlık yolunda
Aç kollarını
Koş koşabildiğin kadar
Yaşanacak özgür günlere
Her lodos, her fırtına sonrası
Şafağı kucakla hasretle
Her bahar
Her yaz çiçek, çiçek
Umut tutan
Yığınların umudu olan
Görkemli yeşil dağlar gibi çiçeklen
Militan yürekli Mezopotamya'nın kızı, yeniden doğsun yaşam

Solgun olsada, yanaklarına düşen hüzün dolu gülüşün
Benim ülkeme gül güzergâhı Özgürlük teminati
Sen, benim gözümde
Durgun denizlere doğru
Kanat çırpan
Bir martı, bir kral albatros'un
Neşesin
Sevinçsin
Gözlerin yaşam dili
Bakışların gökyüzü
Çehren hilal
Yüreğin şırnak'tan kopup gelen çığlık
Sana doğru firar edesim geldi
Militan yürekli
Mezopotamya'nın kızı
Karanlıklar anlamaz dilinden
Her köşesi yaralı
Yüreğime inen
Her fırtınaya direnen
Ömüre ömür katan
Beni, şiirlere, sevdaya düşüren
Doğan güne gülümseyen, Mezopotamya'nın
Militan yürekli kız, tüm sözlerini bülbüller şakırdıyor, şimdi

Mehmet Çobanoğlu
23.04.2022
İstanbul