- Kendi yarattıkları hastalıktan ölenler üzerine -
İnkar etme,
Ölüsün sen.
Bir, eski bavulun vardır bu dünyada,
Bir de pabuçların.
İkisi de sana benzerler.
Çoktan ölmüşlerdir de,
Gömenleri yoktur.
Hiç, yeni bir gömlek taşımış mıdır,
Naftalin kokulu bavulun?
Sen,
‘Elveda vakti geldi’ dersin.
O, bir anda dolar.
Bir anda gider.
Hep aynıdır taşıdığı yük.
Aynı acı.
Aynı keder.
‘Bıktım’ demez ki hiç.
Bavulun da sana benzer.
Ya pabuçlarına ne demeli?
Onlar yeni midir sanki?
Bembeyaz mermerler üzerinde, eğreti.
Toz,toprak içinde, efendi.
Senin pabuçların onlar.
Elbette sana benzerler.
Gün ışığı vadisine, ‘yok’ derler de,
Mezarlığa giderler.
Var mısın?
Yok musun?
Sormuyorum artık sana.
Kararımı çoktan verdim;
İnkar etme, ölüsün sen.
İnkar etme,
Delisin sen.
Yetmedi mi taşıdığın,
Kokuşmuş gömleklerini?
Evet.
Güzeldiler bir zamanlar.
Kendi ellerinle dikmiştin onları.
Hepsi de aynıydı.
Denizden mavi çalmıştın her birine.
Şimdi,
Sigaranın külü,
Daha canlı,
Kokuşmuş gömleklerine göre.
Anlıyor musun?
Anlamıyor musun?
Sormuyorum artık sana.
Kararımı çoktan verdim;
İnkar etme, delisin sen.
İnkar etme,
Hiçsin sen.
Bavulunda hayaletler,
Pabuç kenarlarına sıkışmış,
Ürkek hayaller.
Kim hatırlar seni,
Terk edip gittiğin şehirlerden?
Unutulup gitmişsin.
Öyle, koca bir hiçsin.
Sakın inkar etme.
Hiçsin sen,
Adını hatırlayan yok.
Delinin tekisin,
Alonso’dan daha çok.
Daha da bir şey demem sana ben.
Sen çoktan ölmüşsün.
Bir mezarın bile yok.
Kayıt Tarihi : 15.6.2006 22:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!