CXI
Hep karanlıktır mezarlık
Unutulmuşluğun sisidir
Kabirlerin üstünde
Nerede mezarlıkta bir aydınlık
Toprağın sıcağı, toprağın soğuğu
Mevsimlerin farkı nedir ölü için
Hissedilir mi sanırsın sıcak
Hissedilir mi sanırsın soğuk
Ölüler kadir bilmez
Önce onlar unutur dünyayı
Ne gerek vardır hatırlamaya
Vefasız, hatırsız anıları.
CXII (8)
Bir düş mü sanırsın ölüm
Ya da bir rüya mı yoksa
Belki bir rüya gibidir
Yaşarken bedeninde ruh
Ölümle bir rüya görür
Bir uyku halindedir ruh
Kıyamettir beklediği
Varlığını sürdürmeye
Mezarlıksa bir duraktır
Ölümün hüküm sürdüğü
Rüya dinlenme yeridir
Ruhun uyanması için.
CXIII
Ben mezar kazarım
Sizinki nerede olsun bayım
Kazdığım mezara toprak koyarım
Killi humuslu nasıl istersiniz bayım
Ve ben kazdığım mezarlara kurtlar koyarım
İri, ufak, yavru, yetişkin nasıl olsun bayım
Ben ölümüm ölümdür getirdiğim
Ve sana sormam ne zaman bayım.
CXIV
Sesler duyuyorum acıklı
Sesler duyuyorum acınası
Ey yaşayanlar sesleriniz geliyor
Yarı yenmiş kulaklarıma
Daha mı kötüdür haliniz benden
Ağlanıp sızlanıyorsunuz hayatınıza.
CXV
Şu şehirler şahittir, gün gelir
Işıklar birer birer söner
Işık dediğin bir sestir
Elbet yankısı biter
Işığın yanıp yanıp söndüğü
Koca koca şehirler var
Ve yalnız şehirdir mezarlık
Milyonlarca ışığın söndüğü yer.
CXVI
Yüzlerce kolinin altında
Kalmış gibiyim
Ah pişmanlık
Eziyorsun insanı
Oysa ben sana ne yaptım
Rahat bırak yakamı
Ben sana ne yaptım
Çek kurtlarını.
CXVII
Kimleri öğüttü yıllardır
Ne alimler ne yiğitler
Girdi kara toprağa
Kimleri öğüttü yıllardır
Ne krallar ne soytarılar
Girdi kara toprağa
Yaşam bir döngüdür
Sende öleceksin bir gün
Hakkını vererek toprağa.
CXVIII
Korkunç bir yalnızlık
Anlattığım
Ölünün yalnızlığı değil
Ondan da öte
Böcekler bile terk etti artık
Her şeyin bittiği yerde.
CXIX
Toprak veriyor her şeyi
Toprak alıyor her şeyi
Aldığını veriyor
Verdiğini alıyor
Önce şefkatle veriyor
Sonra aldığı ölü evlatlarını
Bağrına basıyor
Tekrar vermek için
Bir doğurgan kadın
Bir tüccar bir katil oluyor
Verdiklerini alıp
Aldıklarını vermek için.
CXX
Gölgeler bir bir büyür
Ben ayaklarımdan korkarım
Bu ayaklar benim mi
Ben miyim yaşayan
Ben miyim bu karanlıklarda
Yaşamı alt üst
Kurt ulumalarında
Sürgün düşmüş
Korkarım kendi ayaklarımdan
Bu ayaklar benim mi
Beni cehenneme götüren
Korkuyorum ne olur
Artık yürümeyin
Bitmek istemiyorum
Ben alevden korkarım
Ne olur durun artık
Bakın yalvarıyorum
Pişmanım yüzlerce kez
Binlerce kez ağlıyorum
Götürmeyin pişmanım yaptıklarımdan
Tövbeler tövbesi.
Ne olur bu düş olsun
Pişmanım yaptıklarımdan
Aydınlık olsun
Bütün bunlar rüya olsun
Bu ayaklar benim değil
Benim olmasın
Kayıt Tarihi : 27.3.2004 01:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Aksoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/03/27/mezarlik-konusmalari-xii.jpg)
Halil İbrahim Özdemir
TÜM YORUMLAR (2)