İbret için giderim, mezarlığa her hafta
İrşat için nefsimi, konuşurum onlarla!
Görüyorum nefsimi, en ziyade ben gafta,
Neler diyor kabirler, aktarayım sen anla!
Biri diyor sen bakma, dışımdaki şu süse!
Bu masrafı yapanda, ne yazık’ki din kısa!
Burda sükse geçmiyor, kibirliler ateşte,
Koyarlar altın köşke, kim manen zengin ise!
Diyor ağa mezarı; ağalar ağlar şimdi!
Sormadı münker nekir, bu zevat acep kimdi?
Sordukları hep ayni,”kitabın ne rabbin kim? ”
“Sonra resul ve dinin, sanma unvan isimdi! ”
Şu taşta rütbe yazar, üstündede bir resim!
Diyor; ”ben bir paşayım, üst rütbeli bir nasım”.
Kabir eder itiraz,”o burada bir nefer”
Herkes ak bez içinde, yok asla kısım mısım!
Ne demişti o hoca, namazını kılarken?
Şaka falan yapmadı,”er kişidir bu” derken!
Hakka nefer olmayan, erliktende muaftır!
Sakın kanıp aldanma, rütbelere forsa sen!
Şu bir külhan mezarı, gayet sessiz sedasız!
Ne nara var ne hava, sanırsınız geda siz.
Nerde esip yağmalar, nerde silah sesleri?
Zannedersin adamı, ta ezelden adasız!
Şu topraktan yığıncık, bir kumarbaz mezarı!
Oyundan başka bir şey, görmez idi nazarı.
Yedi malı ve mülkü, artı; yedi başını,
Kalmış eşe borçları, arşa çıkar fiz ar’ı!
Şu entelden bir şahıs, yazarmıymış ne imiş?
Efendiyi sevmezmiş, o sadece bey(!) imiş.
Çok kızarmış dindara, atelere hayranmış!
Dilim varmaz demeye, meleklere ne demiş?
Şu militan kabridir, müfrit azgın bir adam.
Adamlık fazla ona, maymun oğlu bir nadan!
Atası hayvan imiş, deni kendi hayvandan,
Görüldü mahkemesi, ceza; ebedi idam!
Şuda Salih mezarı, dışı toprak içi nur!
Huzur onun yoldaşı, yaşıyor sonsuz sürur.
Gönderiyor dostları, yasinleri hediye,
Hem bedeni hem ruhu, inciden köşkte durur.
Kulak verin onlara, kalp gözünü açıp siz!
Ne diyorlar sessizce, dinleyelim hepimiz!
Gidecektir tüm beşer, o mekâna sonunda,
Ya saadet ya azap, göreceğiz cümlemiz!
Kayıt Tarihi : 14.6.2007 20:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cıhat bey kalemine yüreğine sağlık.yürekten10 puan
TÜM YORUMLAR (2)