kendin bile inanmıyorsun
bırak artık şu yalanlarını
kendini ne sanıyorsun
at artık egolarını üzerinden...
belki de az sonra öleceksin
yere düşmenin onuruyla toprağa gömüleceksin
hiç tanımadığın ölü bir adamın yanında uyuyacaksın
rüya görmenin sarhoşluğuyla güneşe ''Merhaba...'' diyeceksin
bu saatten sonra zoruna gider yaşamak
iki büklüm yarım yamalak
yaşarken çürümek istemiyorum...
kendime boş bir çukur ararken
ben bir ressam gördüm mezarlıkta
resim çiziyordu mezarcının hemen yanı başında
mezarcı hüngür hüngür ağlıyordu
sebebini bilmiyorum
belki ölmekten korkuyordu
belki de yaşamaktan
ama her nedense ağlıyordu
ölü ruhlar çiziyordu ressam
ölü ruhlar
rengarenk tablolar
siyah ve beyazın ötesine geçemeyen...
ve hepsi cenabet gitti bizi terk edenlerin...
''Ölüm hangi renktir?'' diye sordu ressam
''Ölüm hangi renktir?''
''Aklına gelen ilk renk hangisiyse ölümün rengi de odur...'' diye cevap verdi mezarcı
mezarcı hüngür hüngür ağlıyordu
sebebini bilmiyorum
belki ölmekten korkuyordu
belki de yaşamaktan
ama her nedense ağlıyordu
bir bardak su istedi mezarcı
bir bardak su
suyunu içti mezarcı
çayını yudumladı
alnındaki terini dirseğiyle sildi
kendisine verilen paraları saydı
sonra ne mi oldu ?
sigarasını yaktı ressam
tarihi geçmiş bir gazete kağıdına sardığı şarabını kokladı
öylece dağıldık işte...
Kayıt Tarihi : 9.5.2020 16:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!