Bir acı rüzgar vurmuş ve düşürmüştü tırtılı o yere;
Mani oluyordu saran toprak kozasını delmeye...
Öfkeliydi tırtıl altındaki mezara yakarıyordu ona:
-Tüm canlılar korkar senden ey karanlık kuyu;
Engelsin benim bile kozamdan çıkmama;
rengarenk bir kelebek olmama ve;
özgürce süzülüp de göklerde uçmama...
Çek karanlığı üstümden şöyle uzak dursana...
Kırılmıştı mezar küskündü...
-Yanılıyorsun ey tırtıl dedi çekersem üstündeki toprağı;
Kalırsın apaçık ortada yem olursun kurda kuşa...
Sonsuz bir karanlık değilim beni kötü anma;
Bir kapıyım ben tıpkı kozan gibi insanlara...
aldığım her canlı içimde ebedi kalır sanma;
Ders almaz mısın hiç halinden karanlığın sonu ışıktır anlasana...
Hem kelebek nedir ki ey tırtıl ömrü bir gün;
Bir bilsen bendeki marifeti yalvarırdın bana her gün;
Bir melek olur da uçar insan bir zaman sonra...
Kayıt Tarihi : 16.3.2017 20:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!