Mezar Taşlarına (dörtlükler)

Dünya sana doyamadım
Varın şirin kıyamadım
Tez elden tükendi ömür
Nasıl geçti ayamadım.

Çok didindim gülemedim
Ecel gelmiş bilemedim
Yazılan gelirmiş başa
Ne ettiysem silemedim.

Felek bize fena takmış
Derdi verip yürek yakmış
Dost bildiğim vefasızlar
Köşe başlarında bakmış.

Hayat bize deste deste
Elem verdi her nefeste
Dertlerimle baş başayım
Dönülmeyen bu kafeste…

Eşim dostumla gülerken
Artık çok mutluyum derken
Yüreğimize kelepçe
Felek vurdu aldı erken.

Hayat elem-çile dolmuş
Gariplere zorlu yolmuş
Umutları tüketmeden
Gülen yüzlerimiz solmuş.

Nehir coştu yıktı bendi
Zaman geçti can tükendi
Topraklarda bu efendi
Sessiz çürür gamlı gamlı.

Benzedik sanki yaprağa
Savrulup düştük toprağa
Nasıl da tükendi zaman
Sarındık Beyaz sancağa.

Hak’tan bize ferman indi
Felek boynumuza bindi
Yeryüzünde bir can iken
Mezar taşı olduk şimdi.

Can şirindir gülmek ister
Acıları silmek ister
Ölüm Allah’ın emridir
Yarınları bilmek ister.

An gelir belin bükülür
Kirpiğin bile dökülür
Sessiz bir haykırış gelir
Can titrer tenden sökülür.

Didindim çiçek-gül ektim
Dikenlerinden çok çektim
Felek ağlarını örmüş
Ben nereden bilecektim!

Şahin oldum uçamadım
Kanat kırık açamadım
Can tükendi her yerinden
Ecel geldi kaçamadım.

Felek gelip cana çattı
Onulmaz derde bıraktı
Tutunacak dalım yoktu
Alıp kervanına kattı

Felek ardımıza düştü
Dert elinden yürek şaştı
Acılarım dinmez oldu
Feryadım arşa ulaştı

Falan filan dünya yalan
Sıran gelmişken oyalan
Rüya gibi geçer ömür
Bir hayalsin arda kalan

Dünya sana doyamadım
Kimler geçti sayamadım
Ecel kervanına kattı
An tükendi ayamadım

Dertler geldi azar azar
Kapımıza kurdu pazar
Umut ile yaşıyorken
Felek bize kazdı mezar