Musallada başlar bilinen meçhule sefer.
Hazır mı değil mi bilinmez bu yola nefer!
Apansız zamandan kesilir zoraki bilet!
Vardır bir sebep, bu sefere hayattır illet.
Yataklı vagona yazılmış bu bilete yer.
Şimdi dimdik olmak ayakta, her şeye değer!
Gelince son tayin emri, hiç bakılmaz yaşa.
Akıbet işte bu! İster çok, ister az yaşa!
En önü sunar, dört tekbirlik acılı sükun.
Boğazlar düğümlü, duygular hep hüzne meftun.
Film şeridi iki kelimelik: Helal olsun!
Nasıl bilirsiniz? şahadet: Nuru bol olsun!
Sallanır yolcuya ıslak mendil, gözyaşından.
Okunur hayatın özeti, mezar taşından.
Uğurlar dört kolda ilk durağa birer omuz.
Uzun mu kısa mı? Hiç görünmez ki yolumuz!
Dünyaya sığmayan razı, bu iki mikaba.
Atlas kaftanlara eşitlenir yırtık aba.
Sevabı günahı örter, birkaç arşın ak bez.
Sonsuz mekanlara sabittir gözler son bir kez.
Herkes kendisiyle bu ilk durakta baş başa.
Nura mı, nara mı? Şaşkın esnaf, köylü, paşa!
Kavuşur toprağa, her şey dönüverir asla.
Şahit taşlar, kimse dönemez geriye asla!
Bu seferden var, ne bir mektup, ne de bir haber!
Tohumlar yeşerir sevdikleriyle beraber...
Künyeler boyunda, bak okunuyor yaşları.
Asker gibi dimdik, nöbetçi mezar taşları!
Ey mezar taşları! Bana da nöbetçi olun.
Vatan, bayrak gibi, aşk gibi gönlüme dolun!
13 Şubat 2004 Cuma, Danimarka-Køge 00:18
6+8
Kayıt Tarihi : 23.2.2004 18:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vatan, bayrak gibi, aşk gibi gönlüme dolun!
uzun ömürler..
ama illaki bir nöbetçi olacak
saygılar
Isaret bekliyorum yagiz atim egerli
Yanarim sorarlarsa ne getirdin degerli?
Necip Fazil
TÜM YORUMLAR (4)