Kabrin mermer taşına bakarken hüzünle
Bir yolculuğu seyrettim âlem-i misalde
Başında bekliyor seven ve sevilenleri
Nefesler tutuluş, nefesi tükenmiş biri
Gün geçirmiş, felekten geçmiş bu âdem
Ya bir şeyler yapmış ya da ömrü adem
Varmış artık nihai menzile, bu son dem
Tutsa da dünyayı, sonsuz arzular olup gem
Serilmiş boynu boyunca, yığılmış mal dünyada
Annesi, bebesi, eşi, kimsesiz kalmış ağlamakta
Daha çok işi var hâlbuki yarım kalmış hayatta
Dönüşü yok yolun, yok artık nedametten fayda
İster desin bir kapıdan geçtim bir başka odaya
İster çürüyüp beden, ruh kaybolacak fezada
Son kez omuzlarda, oradan toprağın koynuna
Dikilmiş ismine taş, kalabalık dağılmada sonra
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken pervasızca
Birden karışmış koca mezarlıkta, ölüler arasına
Her taraf toprak, sımsıkı sarmış, simsiyah etraf
Şanı şöhreti olmuş, bir mezar taşında bertaraf
Neylesin artık cihanın doymak bilmez lezzetini
Gelecek baharın neş’esini, ağaçların gölgesini
Yahut yakutun ve elmasın emsalsiz kıymetini
İşini, evini, bahçesini; eşini, aşını, can kardeşini
Bir hayat geçti hayalimden, sürdü birkaç saniye
Sorsa insan kendine, geçti hayat kaç saniye
O zaman dedim kendime, hayat bu değil diye
Aslolan odur ki, bıraksa insan bir eser geleceğe
26.04.09/HJK
Kayıt Tarihi : 4.5.2009 15:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!