Ahiretten ahir zamana izdüşüm bir fakir...
Gurbeti uzak diyar sanıyorlar.
Sen olmadıktan sonra
Hangi şehir bana yar ki?
Yatağında uyuduğum,
Bu mesken bile bana gurbet..
Bana ne kadarda benziyor!..
Bir ceset duruyor yanı başımda..
Öldüğünün bile olmadan farkında..
Bir hengame var salonda.
Uzanıyorum nedir diye?
Aynam mı eskidi , yüzüm mü bilmem.
Bir yabancı görünür yansımalar.
Soranlar olur,anlatamam.
Aynam mı eskidi , yüzüm mü bilmem...
Bir sabah Eylül olur,
Kokusu değişir meltemin..
Ve bir sabah ıslanır güneş kokan saçların..
Gittin,
Şimdi mevsimler değil,
Koca bir hayat girdi aramıza.
Ne sen saati sorabilirsin artık,
Ne de tren kaçabilir uzaklara.
Uzaklar artık sen.
Dalıp gittim yine maviliğinde İstanbul'un.
Bir of çektim damarlarımın derinliklerine..
Yudum yudum demini aldım esen meltemin.
Ve tuttu ellerimden hayali, sevdiğimin...
Bugün,
Beni kuru bir yaprak karşıladı.
Solmuş, cansız ve yorgun.
Sonra bir rüzgar esti yüzüme,
Hoş geldin sonbahar dedim.
Evine, yüreğime..
Şimdi uyansam sabah olsa
Yüzüme düşse damlaları yağmurun
Eylül'ün kokusu sinse üzerime
İçime çeksem İstanbul seni..
Yürüyerek sahilde dolaşsam
Gözlerimde parlayan mum ışığıydın.
öylece eriyordun gözlerimden yüreğime.
ve katran misali kaplıyordun heryanını.
atamaz hale gelince;
sen söndün,
ben öldüm...
Eski bir plak gibi unutuldu gözlerin.
Kulaklarımda artık çınlamıyor sözlerin.
Ne garip değil mi hiç özlemiyor yüreğim?
Sen kaybettin şarkılardaki gibi..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!