Benim sana olan o sebepsiz meylim,
Ne bir hevesti, ne de bir avuntu bilemediğim.
Çok yaşa istemiştim gönlümde,
Aşk koymuştum adını, tatmadığım ömrümde,
Zamanı harcamış, mekan aşmıştı benliğim.
Gecelerin dibinde, aradığım bir tek sendin,
Duymadın hiç, anlamak istemedin, bilmedin.
Sabahların köründe, dilime ezberlettiğim,
Düştüğünde tutunacağın el olmaktı dileğim.
Elime alıp usulca, dualarıma sardım,
Sana tutkundum, seninle güler, seninle ağlardım.
Düştüğüm kuyum, saklandığım kuytumdun,
Gözlerimde fer, dilimde şarkı, umudumdun.
Hala gidişinin sonbahar yaprağını üstümden atamadım,
Kabul ediyorum ben de seni kanatlarından tutamadım.
Çok güzel gülerdim aslında, senden önce,
Viran ettin, zehir ettin, gururuna heba ettin,
Kaç günah yazıldı bu aşkta,
kaç hasret can çıktı bu enkazdan,
Aldanmışlık ateşiyle harlanmış,
sıcak bir pişmanlık ben de kalan.
Tozlu raflara kalksın, senle-sensiz geçen günlerim,
Bitti işte, şimdi gönlüne arşın arşın uzak yüreğim.
Ne gitmelerini sindirebildim ne de yarım vedalarını,
Ne yazdıklarımı sildim, ne fotograflarını.
Vazgeçişlerin kıyısındayım, vuslatı hayal ederken,
Bu kadar yabancı olmak, yakışmadı severken.
Biraz sükût, biraz hicran,
Bir o kadar lâl kaldı yüreğim ne çare,
Sevmek habersizce gelmişti, lakin unutmak,
gebe velvelelere...
Kayıt Tarihi : 14.6.2020 21:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
