Önce çınar döktü yaprağını
Koca çınar
Güneşi toplayan ince bilekli büyük elleri
Yakacak telaşına düşmüş çok çocuklu memurun eli gibi titredi
Bir haber düştü sonra gazete sayfalarına
‘Şiddetli rüzgâr’
Yaşlı bir kayayı seviyordu
Çok acılı çok öykülü bir deniz
Ölüler biriktiriyordu derin koyaklarında
Canlı acılar dalga oluyordu
Ölü anılar köpük
Köpük köpük
Ilgın
Sahilin hoppa kızı
Suç ortağı rüzgarın
Çiçek yapar dal uçlarını sonbaharda
Çiçeklere dokunmaz diye rüzgar
Gece….
Kapatma gözlerini.
Bodrum’un her sokağından ay görünmeli.
Aya inat, çıkmaz sokaklarda yıldızlar.
Kapatma gözlerini
Yanımızda ışıksız kalabalıklar.
(Ortada masa. Masada dolunay. Kadehte dalga sesleri. Fanusta iki kırmızı kalp, yanmaya hazır. Masanın üstünde iki yüzlü, ortası sırlı bir ayna. Aynanın karşısında, bir kadınla bir adam. Yüzleri birbirine dönük bakışları aynada.)
Açıldı perde
‘Kaç yıl oldu çiy kokusu duymayalı
Kaç yıl oldu çınar yaprağı görmeyeli
Bir sabah okula gönderirken, uğurlarken seni, derinden iç çekip, öptü mü
gözlerinden?
Anlamadın önce; En soğuk ayazıydı o sabah karasal iklimlerin.Dersin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!