Meyhane deyip geçmeyin dostlar,
Sabrın direği kırılmıştır içeride,
Gökkuşağıdır tavandaki bulutlar,
Mezeye gark edilmiştir dertleri de,
Sırtında kamburla gelirler, baş eğik,
Kapıdan çıkanı tanımak mümkün değil,
Hem kamburlar girmiştir, hem başı dik,
Kafalar güzel, gördükleri de çirkin değil,
Cesaret akar paçalardan hayata karşı,
Ceketin sıkmasına bile izin vermez kollarını,
Bir kadeh daha alsa yoklayacaktır arşı,
Kökünden sökülecek olsa, büktürmez dallarını,
Dertlerin alayına bir nara, bir haykırış yeter,
Özünü yansıtır nihayet, utanmadan sıkılmadan,
Ne yağmur umrunda, ne çamura aldırış eder,
Gideceği yere odaklıdır adımlarını saymadan,
Yolda görse başını çevirip, yolunu değiştirirdi,
Seyret bak şimdi, gider kapısında bile yatar,
Umut; erişilmesi imkansız yıldızlar gibi uzaklaşırdı,
Seyret bak şimdi, kutup yıldızını avuçlarında tutar.
Söyleyin bakalım, var mı böyle büyülü bir yer,
Girişi ile çıkışı arasında evrim geçirebilesin.
Derde göre senin şifacın, doktorun kaç para eder,
Çek sandalyeni yanı başına otur, birazda sen demlenesin.
Ömer BAYCAN 21.09.2023
Ömer Baycan 2
Kayıt Tarihi : 21.9.2023 14:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!