Toz kokusu,
Küf kokusu,
Şarap kokusu,
Loş bir sığınak.
Tavanda bir kör kandil,
Salkım saçak.
Masalarda avare dolaşır,
Kırpık kırpık ışıklar.
Yalnızlığın sandalyelerinde oturur,
Bölük pürçük anılar.
Bir ondan bir bundan alıp,
İçkilerine meze yapar insanlar.
Bazen;
Bir kahkaha patlatır kimi,
Şen şakrak.
Kimi derinden bir “ahhhh” çeker,
Hüzün yüklü.
Bir noktaya çakılı kalmış gözler,
Kayar git gide,
Buğulanır gözler…
Yavaşça
Kirpikler ıslanır,
Köşelerini yitirmiş
Kırık dökük sözcükler,
Dillere dolaşır
Bacaklar kollar yaylanır,
Kadehler sallanır,
Yüzlerde maskeler düşer,
Bir an gelir ki;
Bütün bir geçmiş bir son kadehle içilir.
Yada tüm hayaller bir bardakla kırılır…
Kiminin derdi kiminin neşesi,
Döküldükleri yer,
Bir meyhane köşesi,
24.12.1959
ANKARA
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta