Meyhane delisi Şiiri - Kemal Eyüpoğlu

Kemal Eyüpoğlu
205

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Meyhane delisi

Neşeyi yudum yudum içerisine atan,
Bir meyhane delisi oldu beni ağlatan.

Gözler şiş,surat asık, saçlar ise bembeyaz,
Farkına varamadın,geçip gitti yine yaz.

Avunmaya çalıştın, boşalan şişelerle,
Derdine dert ekledin kırdığın kadehlerle.

İçtikce efkarlanıp,üzüldükce ağlarsın,
Halinden anlayanın ciğerini dağlarsın.

Zaman su gibi akar,içecek halin kalmaz,
Sürünürsün yerlerde, tutacak dostun olmaz.

Meyhaneci seslenir: Dostlar kapatıyoruz,
Cevap dünden hazırdır: son defa atıyoruz.

Ama bu son şimdilik,yarın yine burdasın,
Meyhane kapatacak ayazda dışardasın.

Gece karanlığında kalırsın tek başına,
Bu insan bolluğunda benzersin bir şaşkına.

Ağlarsın sızlanırsın, sürünürsün yerlerde,
Bazen bir baş görünür sessiz pencerelerde.

Soğuğu ve çileyi hep çekerek sineye,
sabah olur koşarsın,bilirim meyhaneye.

Acırım, kadehlerle boşalıp dolanlara,
Acırım, bir hiç için sararıp solanlara.

-ll-

Aşk ile meyhaneye koşup gelen insanlar,
Neşeyi şişelerde bulup içen insanlar.

Gerçek dost bulamadın yaranı bağlayacak,
Ne ana var ne baba arkandan ağlayacak.

Dayanmak mümkün değil bu çığ gibi dertlere,
Sonunda döndün işte bir meçhul derbedere.

Sokaklarda dolanmak yeter ise canına,
Dönersin tek odalı o ufacık hanına,

Üstünü çıkarmadan girersin yatağına,
Bu yorgana bürünüş başlangıçtır yarına.

Acırım dertlerini sineye çekenlere,
Acırım, bir hiç için gözyaşı dökenlere.

-lll-

Ağlamak vefa için,doyasıya ağlamak,
Dağlamak gönülleri yeterince dağlamak.

Anlamadan girdiysen birgün çile bağına,
Alır götürür seni,zulmün bataklığına.

Kurtulmak isteyerek koşarsın meyhaneye,
Yıllar geçer bakarsın, dönmüşsün viraneye.

Kurumuş bir ağaçsın ihtiyacın yok suya,
Bir gün olur dalarsın bir zorunlu uykuya.

Sonbahar sanki ömrün sona eren baharı,
Gönül istemese de kışın getirir karı.

Aklından geçenleri yüzünden okuyorum,
senin gibi olmaktan inan çok korkuyorum.

Zaten ümitler bitmiş, hayatın gitmiş güme,
Varsın boşalsın yağmur,sicim sicim üstüne.

Acırım, senin gibi gülmeyen biçareye,
Acırım,dertlerine koşamayan çareye.

-IV-

Kaldır at,kır şişeyi sakın dönme masaya,
Hayat kısa ve tatlı kapılma sen tasaya.

Uçuşan kuşlar kadar gidemezsin bu kışta,
Ne cebinde para var,ne üstde var ne başta.

Karalara büründün nerde eski alların,
Yaprak yaprak döküldün,kurudu hep dalların.

Dertlerin bedenine büzüldükce büzüldü,
Kimi güldü haline, kimi yalan üzüldü.

Tek çare haykırmakmı masum dileklerini,
Bir kere kaptırmışsın zulme bileklerini.

Kaldır at kır şişeyi sakın dönme masaya,
Hayat kısa ve tatlı,kapılma sen tasaya.

Issız bir dağ başında kalırsan tek başına,
Bir garip mezarlıkta adın yazmaz taşına.

Acırım, kendisini bir hiçe satanlara,
Acırım karanlıkta kimsesiz yatanlara,
Acırım bir yalan bini de katanlara,
Acırım da elimden birşey gelmez Allah'ım.

1980-Erzurum

Kemal Eyüpoğlu
Kayıt Tarihi : 28.8.2007 13:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kemal Eyüpoğlu