Sahipsiz yüzlere sinmiş
Alaycı gülüşlerdi maskeler
Kördü bakışlar,
Bakış ardı görüşler
Hep gizliydi...
Giz perdelerinin aralığından
Kaçamak hüzünlerdi süzülen
Yetimliği giyinip de
Kimsesizliği öze sindiren
O tanıdık yalnızlıktı hep
Ürkek umutların körelişiyle
Cesur korkular hayata hükmederken
Sindirilmiş bir hayatın merkezinde
Yaşamak, sevinç mağdurluğuyla
Mağrur hüzünlerin döl tutuşuydu
Kış sıcağı terletip de
Yaz ayazı titretirken hayatı
Bir yağmur kuruluğunda
Kimliksiz mevsimlerdi yaşanan
Mevsimsiz kimliklerdi hepsi
Funda Gülseven
11/09/2008
Funda GülsevenKayıt Tarihi : 11.9.2008 11:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
* Teşekkür: Aylar sonra ilk şiir yazışımda, ve bu süreçteki gelgitlerimde bana ve şiire katkıda bulunan, destek olan: Sayın Ramazan Gökçe'ye (Düzenlemeleri üşenmeden ve isyan etmeden benimle yaptığı için) Sevgili Beste Sakallı'ya (Kendi içimdeki ve şiirin içindeki şiiri bulmama yol gösterdiği için) Sevgili Damla Boğaç'a (Bana moral verip, şiirin içime sinmeyişini giderdiği için) Sevgili Hatice Kelleli'ye (Her zamanki gibi destek olduğu için) Teşekkürler...
![Funda Gülseven](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/11/mevsimsiz-kimlikler.jpg)
son yazdıklarına baktım da bi yalnızlık kalabalığı var .oraya buraya serpiştirilmiş.
dolayısıyla da hüzün veriyor bu duygu insana
özlediğim sen'e.. sevgimle..
güççüküm benimmm
nurcan usta
Yüksel ÖNAÇAN
Şu akıp giden insan selinin aceleciliğinin nedenini hiç düşündüğünüz oldu mu? Hatta kendi yaşamınızı günde birkaç dakika olsun değerlendirdiniz mi? Paranın, aşın-ekmeğin, makam ve itibarın, etrafındaki kalabalığın sizi tatmin etmediği için, tutku olmayıp da tutkuymuş gibi sarıldığımız bazı yaşam şekillerimizin altında yatan gerçeği görebildiğiniz oldu mu?
***
Kimimiz dünyaya okumak için gelmişiz gibi okuruz; hep okuruz.
Kimimiz içmezsek yaşadığımızı hissetmediğimizi sanır, hep şişeye sarılırız.
Kimimiz çocuklarımızın vermek istedikleri sevgiyi görmez, görmek istedikleri ilgiyi vermeden alelacele koşar iskambil kağıtlarının, hokey taşlarının başına çörekleniriz.
Kimimiz işimize olması gerektiğinden kat kat fazla ilgi gösterir, çok fazla çalışırız.
Kimimiz üç dernekte görev aldığımız yetmezmiş gibi, dördüncünün yönetimine girmek isteriz.
Kimimiz değişik arkadaş topluluklarıyla değişik günlere katılırız.
Kimimiz dünyaya çocuk doğurmak için geldiğimizi sanır, altı çocuktan sonda yedincisine hazırlanırız.
..........................
..........................
* * *
Bu sözde tutkuların çoğunun, hatta hepsinin altında insan olarak ruhen doyumsuzluğumuzun, kendimizi yalnız hissettiğimiz gerçeğinin ta kendisinin yattığını itiraf etmek bizi küçültür mü?
Seyfettin Bey’in şu kalabalık arkadaş grubu arasında attığı kahkahalara bakmayın. Kendisini yalnız hissetmiyorsa, az sonra evine vardığında güvercinleriyle saatlerce yaşamını paylaşması niye?
Aynı şekilde Munise Hamın’ın saatlerce akvaryumun başında oturması?
Kenan Bey’in tüm ilgisini evdeki muhabbet kuşuna vermesi?
Dilek Hanım’ın on sekiz saat örgü örmesi?
Abdullah Bey’in gece yarılarına kadar hiçbir zaman sergilemeyi düşünmediği suluboya resimler yapması?
Yaşamak dururken yaşanılanı ya da yaşanılabiliri yazan yazarların sabahlara kadar tuşlara basması?
***
Yalnızız. Hayatı doyasıya yaşayacağımız bir eş, bir dost bulmak imkansız gibi.
Ama belki de bu yalnızlık duygusu yüzünden insanlar yaratıcı oluyorlar. Yalnızlık duygusunu bastıramayanlar, buluşlarıyla kendilerini tatmin ediyorlar. Tatmin olamayanlar da intiharı seçiyor. Ve bu, gelişmiş kabul ettiğimiz toplumlarda daha çok.
İçimizde hayatı gerçekten hayatmış gibi yaşadığını iddia edebilecek kaçımız var?
Hayat, “Ben yalnız değilim!” diyebilenler için hayattır. Yoksa çoğumuz kendimizi kandırıyoruz...
Yaz ayazı titretirken hayatı
Bir yağmur kuruluğunda
Kimliksiz mevsimlerdi yaşanan
Mevsimsiz kimliklerdi hepsi
***************************************
Umutlarım buram buram yanarken
Gülen gözüm çok bakındı Eylül'de
Garip gönlüm hasretiyle kanarken
Yarınlarım hep tükendi Eylül'de.
Gecelerim damarıma bastıkça
Kader bana acı hesap kestikçe
Asi rüzgar ters taraftan estikçe
İsyanlarım hep yakındı Eylül'de.
Bu anlamlı hüzün dizelerine ben de kendimce bir katkıda bulnmkatan keyif aldım sevgili Funda bacı.
Kaleminiz hiç susmasın, bu kadar ara vermeyiniz yazmaya.
Selam ve sevgiyle.
evet...
Yaz ayazı titretirken hayatı
Bir yağmur kuruluğunda
Kimliksiz mevsimlerdi yaşanan
Mevsimsiz kimliklerdi hepsi
..............
Bir yaşam sunusu, mevsimsiz duruşmalara farklı bir bakış.
Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (24)