1.
yazık ki
yüreğimin dizginlerini elimde tutamadım.
2.
zinetlerinin sesi çınlarken geçtiğin sokakta
solgun mendilini düşürmüşsün orada
kazara yani sehven hatta belki alenen
ve ismini işitsen de dönüp ardına bakmıyorken
cismimi sana bahşetmişim çok mu?
3.
aklım başımda, şuurum yerinde
ölüm var dediler kapına geldim.
şehadete erdiren sevdâ
sen bana ne mümkünsün.
4.
öykümü başlatan
siyah beyaz bir fotoğraf
elimde renkten renge bürünürken
ve konuşmaya duyduğum utanç
sen sustukça çoğalıyorken
artık sigara içmemek istiyorum.
5.
rivayet olunur ki
kuşlara uçmayı sen öğretmişsin.
vazgeçmiş bir kıza yeniden başlamayı.
hatırlıyorum senin şeffaf kanatların ve
kuvvetli çıkarımların vardı.
gözlemlerin, kararların, ölçülü adımların.
bir de iran’dan gelen santurun, mühürlü.
o günlerde her şey yerli yerindeydi.
sükutun mübarek, konuştukların yeterliydi.
kederli bakışınla, bucaksız derinliğinle
her şey düzelebilirdi havalar dahil.
rivayet olunur ki
güneşe tutulmayı sen öğretmişsin.
kolomb’a keşfi, eflatun’a felsefeyi.
fakat özlemim dinmek bilmiyor, öğret.
6.
madem külmüşüm, var bana yanma.
hünerle gizlen madem, yüzünü sakla.
dön çabuk, sığın geldiğin kuytuya.
muntazamsın, hilal kaşlarını çatma.
inancım asli benim, mabedim olma.
omuzlarım zahmete aşina nasılsa.
7.
sen ey
şiraz’ın, tebriz’in, isfehan’ın oğlu
tüm cihetlerin imrenerek baktığı pir
masalsı ismin ruh bahçemde ebedi yeşerir.
Kayıt Tarihi : 15.7.2023 22:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!