Sen yoksun, bir ölüm uçurumuna asılıp gitmek istiyorum, düşler sokağında kocaman bir pencereden düşesim var.
Beton yığıntıları arkamda, toprak kokusunu çekmek istiyorum.
Gözüme yağmurdan şimşekler iniyor gibi, yalanın soyunu tüketiyor gibi vakitler.
Sigarasını dumandan toplayan göz yaşları arasında büyüyüp gidiyor gibiym.
Tuzu eksik bir ölüm kokusu çöküyor içime.
Dar ağaçları içinde oksijen tüpü gibi bu ortam.
Hastalığıma sessizce ağlıyor içimde bir anne, gözü yaşlı çocuklar kuyruğunda, topu parlatılmış kadar öfkeliyim
İçimde acı acı büyüyen buğday taneleri,
Rüzgardan kopmuş karahindiba tanesi sessizliği içinde savrulup gidiyorum.
Çokça aç kalmışım sana, boğazıma senin sesinden gülüşler oturmuş,
İçim volkan kadar sıcak, sanatım dün kasaba ortasında çamur yemiş kadar bulanık.
Gözüme sığınıyor sesin, sesin en az üç kat soğuk yemiş kadar buz,
Devrim dönüyor, ben iyi değilim, olamıyorum.
Sesin eksik, ben eksiğim, ölümü artık biliyorum.
Kayıt Tarihi : 3.10.2022 00:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!