Mevsimlerden Kaçan Çoban
ey mevsimlerden kaçan çoban!
ey yedi devranın garibi!
ne olacak senin bu tasan?
bu halin ve ahvalin?
sinende yüklü eski bir figan
yabancılar uğrar yaylalarına
gülenler, ağlayanlar, sevgililer...
hepsi düşman gözükür artık sana
sinende yüklü eski bir figan
sürgünlere taşırsın bu külçeyi
derdin perçinleştikçe cevherleşir
ve parıltısı akseder karşı kıyılardan
bu külfet ki sana armağan
sevdalardan, gariplerden, gazilerden...
taşımaya yeminlisin bu külçeyi
sinen kül, ruhun abad olana kadar
yar ile yeksan olana kadar
alemin başına tac olana kadar
taşımaya mecbursun bu alameti
sorulara cevap bulana kadar
yer ve gök sana manzume tabiat
sür ak küheylanı, kat rüzgarına sürat
suskunların yurdu yedi kat ötende
sür atını, sinen kül olana kadar
deremezsin tüm yıldızları
bulamazsın tüm cevapları
ve ölemezsin bir kez daha
bin yıllık şairler şahittir bu feryada
Kayıt Tarihi : 10.3.2012 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!