Aylardan Kasım mevsim sonbahar
Kuruyan yapraklar sanki beni anlatır
Yorgun düşmüş gönlüm çoktan geçmiş bahar
Birden çakan şimşek kulakları çınlatır
Dostmu kaldı yanımda ne de bir arkadaşım
Hepsi mazide kaldı günlerim oldu hazan
Duvarlar dinler beni onlar olmuş sırdaşım
Konuşurlar benimle boş tencere boş kazan
Seyrederim yağmuru penceremin önünde
Olsada ısıtsa içimi bir mercimek çorbası
Bir hışırtı duyuldu karşı sokak yönünde
Islanmış minik bir kız elindeyse torbası
Görsen sırsıklam olmuş üşümüş hem elleri
Bambaşka olmuş teni sanki çekilmiş kanı
Umutsuzca çalıyor kapı kapı zilleri
Korkarımki yok küçüğün ne evi ne mekanı
Ses seda yok kimseden açılmadı hiç bir kapı
Ağlıyordu küçüğüm kısık kısık içine
Ayakkabı perişan zaten yok da çorabı
Kim soktu seni bu sefalet biçime
Yürekmi dayanır seni böyle görmeye
Haydi gel benimle yakalım hem sobayı
Belliki hasretiz ikimizde gülmeye
Geç sobanın başına bırak artık torbayı
Bu yaştamı çekilir bu dünyanın cezası
Döküyordu içini aheste aheste
Almış ailesini acı trafik kazası
Öksüz kalmış bu yaşta minik kızım beste
Artık sensın benim gülmeme neden
Geçmişteki acı günlerin nihayet inadına
Kızımsın benim bense senin deden
Beraber bakalım hayatın hem tadına hem tuzuna
Kayıt Tarihi : 25.5.2023 23:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!