Kendi damlalarıyla boğulan
bir yağmurun altındayım şimdi.
Senden uzak iklimlerde,
senin düşünle birlikteyim.
Dağlarımdayım.
Soğuk dağ rüzgârlarında
bir yer sofrasındayım.
Duymak istersen beni,
duyarsın, biliyorum...
Duymuyorsun...
Taşlı köy yollarındayım şimdi.
Attığım her adımda bir damla düşüyor toprağa.
Mevsim tütün sarısı sonbahar
Mevsim kendini umutlara saklamış
üşüyen bir kadın bedeni…
Teninin rengi sarı, elleri telaşlı,
yüreği yaslı bir kadın...
Kurşuni yağmurlar yağdıkça üstüme
senin mavi ikliminden uzaklaşıyorum.
Ve geride,
mevsim kadınını
bırakıyorum sana.
Sesini yitirmiş, baharı soyunmuş,
teni sarı, bedeni iklimsiz kadın...
Rastlarsan bir gün parlak ışıklı sokaklarda,
geçmişin mavi yağmurları içinde
düşmüş mevsim kadınına,
rastlarsan ruhumun kendini hapsettiği
tütün sarısı bedene,
şiir kokulu nefesini bırak üstüne.
Bırak ki koşup yetişsin bana,
Alsın beni kurşuni yağmurların içinden
salsın bedenimi mavilere.
Duymak istersen duyarsın, biliyorum...
Ama, artık yitirdi sesini..
Mevsim kadını...
Kayıt Tarihi : 5.2.2009 23:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!