Uykusuz, kan çanağı, çağlayan, zeytin gözler
Yitirdi kendini bir girdabın ortasında;
Sesler, haykırırken kendi adını gökyüzüne
Çırpındı alevden bir lanetin sofrasında.
Tükürüp suratına ihanetin, biçti ruhunu,
Fışkırdı sevda yüklü bulutlar saçıldı.
Uzun uzadıya aldanış bu! Bırak gururu...
Silkin at bedenini ve artık sar yokluğu...
Üzerine titrediğim değerler vardı daha dün,
Daha dün döküldükçe artardı sakladıklarım.
Meğer ırakların yıldızı sığmazmış bahar bahçeme,
Adı yetti ihanetin, kuruldu tahtına mevsim hüzün.
Doladı boynuma kollarını katran karası fahişe,
Söküp ördüklerini, aldı başını gitti sevdam.
Düştüm ardı sıra, gidemedi ayaklarım peşinden,
Bir gecede soldu kır çiçeğim, söndü yüzümde neşe.
Fırtına dinmedi, parçalara bölündüm gözlerinde,
Uyduramadım hayatın ritmine adı özgür nabzımı.
Ilık ılık aktı içime kendi kanım, ellerimle,
Deryalara sığmadım, öksüz bıraktım canım Asya'mı.
Kayıt Tarihi : 28.6.2005 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)