Düşlerimde dinlediğim ninnilerimin makamındasın alıp götürmediğim. Yüreğimin sunak taşına damlayan gözyaşımda seni yıkıyorum. Yüreğim acıyor yazılmamış sözcüklerin ağıtlarına duruyorum. Kadere isyanım almış başını gidiyor ve ben isyankâr ruhumun günahları ile ellerine uzanıyorum.
Vurulduğum topraklarda sesin yankılanır, anılar düşer toprağa. Nadasa kalan ömrümün arta kalanlarından olursun. Başka sevgileri barındırmayan yüreğimde zaman hep kendi şarkılarını söyler. Bir şarkı sözü, bir film karesi beni sana getirirken ben parçalanmış yüreğimin parçalarını topluyor olurum.
Gülün yapraklarında ki nefesin ısıtsa da tenimi ben senin sıcaklığını özlüyorum. Bir sigara yakıyorum, dumanında senin yüzün, elimi dokunmak için uzattığım da yakamozlar arasında kayboluyorsun. Zifiri gecenin koynunda sarılmış beklerken katran karası boşluk beni içine alıyor. Boğulan sesim içimde yükseldikçe içimde patlayan volkanın közlerinde yanıyorum.
Sarhoş sularda salınan sandalın ardı sıra sürükleniyorum. Kapatıyorum gözlerimi al beni diyorum denize, al ki hayatımın geri kalanını onsuz geçirmektense senin kollarında öleyim. Güne veda eden kızıl ışıklar altında, kızgın gözyaşlarımın sağanağında bizden başka her şeyi unutuyorum.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.