I.
Bir yenik gecemden sesleniyorum sana
Saçlarımda ıslaklığı nisan yağmurlarının
Umutsuzlar Parkı'nda yitirdim gözlerimi
Bırak şimdi mutlu yaşantıları
Van Gogh'un buğday tarlasını unut,
Tut elimden
düşeceğim
Mevlût!
II.
O günah akşamının serüvenini düşün
Delidolu hulo hoop'çu kızları…
Hani bir bel kıvırmaları vardı çılgın ezgileri arasında gecenin
Bir çember çevirmeleri vardı…
Dönüp duruyorlardı ıslak ağızlarına karşı esriklerin,
Dudaklarında pembe günahlar,
Ellerinde hula hoop çemberleri.
-Ve sonunda kalçaların konuştuğu bir saat-
Geçirdi boynumuza halkaları
Delidolu hula hoop'çu kızları
Esrik gecelerin özgürlüğüne inat.
III.
Şimdi bir park köşesinde yapayalnızım
Hep Âdem'in yasak yemişine uzanır böylesi gecelerde eller
Bütün kapılar günah akşamlarına açılır
İnsan böyle gecelerde cinayet işler.
Korkuyorum, bu yalnızlık öldürecek beni,
Yüreciğim bölük pörçük bugece…
Gelmek istiyorum, gelemiyorum
Bak, bu yenik geceden sesleniyorum:
Tut elimden
düşeceğim
tuuut,
Garibistan'lı Mevlût!
(1959)
Attila AşutKayıt Tarihi : 20.7.2013 15:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1959 da, aşağı yukarı 20’li yaşlarda, kanı deli deli akan, biraz asi, biraz ele avuca sığmaz bir genç Attila Aşut.
Şimdi, “yine aynı şeyleri yapar mısın?” diye sorulsa, belki de “GEÇTİ BİZDEN” der ve konuyu geçiştirir.
O yıllarda asi, ele avuca sığmaz delikanlı iken dahi, “ESRİKLİĞİN – SARHOŞLUĞUN” insana neler yaptırdığını açık açık söyleme cesaretini gösteren biri. Bu yüzden takdire şayan buldum.
Kendini kaybetmiş bir Mevlût var. Anlaşılan güzelinden sarhoş. Körkütük olsaydı, ne gözü kız görürdü ne de hula hoop çeviren vücudun kıvrımsı, kubbemsi, oynak yerini…
İtiraf da etmişler zaten. Mekân neresi, belli değil, ama büyük bir ihtimalle yurt dışında bir eğlence yeri. Bar mı, pavyon mu, gece kulübü mü? Her neresiyse çok da önemli değil. Oradaki kızların gösteriden sonra kendilerini pazarladıkları da anlaşılıyor.
Hulo Hoop’çu kızlar halkalarını boynumuza geçiriyorlar.
Kızlar işini yapmışlar. Aşut da işini görmüş görmesine de, boynuna günah halkalarını takmış. Şimdi o günah “Hulo Hoop”larını kendi boynunda, kızların ince bellerinde çevirdikleri gibi çevirecek. O boyun nereye kadar dayanır, bilinmez…
NE SARHOŞ OLMALI, NE BOYNUZ TAKMALI, NE DE KATİL OLMALI!...
Ey nefsim, sana yenildim, ama aklım doğruyu söyledi.
Her şeyin sonu, hüsran ve yalnızlık…
Ey akl-ı selim!
Sen de benim hallerime düşme. Ne adını hatırlarsın sonra, ne de boynuna geçirdiğin günahın esaret halkasına engel olursun!..
Unutma ki;
“İÇKİ, BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR…”
Saygıyla.
*
26 Temmuz 2013
Hikmet Çiftçi
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
a-)kadin,
b-)erkek.
1.ci bölüm tamamen bir kadin kahramani cagristiriyor.Umutsuzlar parkindan arabesk bir giris,van hogh un kargalarinin oldugu bugday talalari tablosundan entellektüel bir cikis yapiyor:-))Mevlüd kahramanlasiyor.
Ne oluyorsa 2.ci bölümde oluyor sair kendi kisiligine giriveriyor,absürt hayallerine daliyor.acaba neden?Ilk bölümde Mevlüde seslenirken kizlar unutturuvermis Mevlüdü.
3.cü bölüm;günahlar,yemisler,aksamlar,cinayetler ve hemen aklina Mevlüd geliyor.Bu mevlüt masallardaki cin midir?hem kadina hemde erkege derman oluyor.
Akillara ziyan bir siir:-)sadece sairin sacmalamalari var.-0
...ne kadarda doğru bir ata sözü dostlar. ne işin var senin esrik kızların yanında
TÜM YORUMLAR (6)