Her yerinde vardır başka biçimi,
Çiçeği demetle derenler bizde.
Bırakın da dökem gayrı içimi,
Barışın kızını görenler bizde.
Ulu soylar içer içer meyini,
Alır imiş yağız at’lan beyini,
Savaş meydanında şanlı düğünü,
Yapıp da zafere erenler bizde.
Ata bildim yurdu için öleni,
Yiğit bildim arkasından geleni,
Nara atan, yüce dağlar deleni,
Göğsü kalkan edip gerenler bizde.
Hakkı için savaş veren, şan veren,
Vatan için oluk oluk kan veren,
Kelle veren, gövde veren, can veren,
Eşinden ayrılmış yarenler bizde.
Bilene sor bu ülkenin merdini,
Bırakıp da gitmez şirin yurdunu,
Çöller aşıp yad yad elin kurdunu,
Kore dağlarında sürenler bizde.
Şu cihanda yılmaz, sınar gücünü,
Düşmanından alır komaz öcünü,
Barışın sunduğu zafer tacını,
Giyip de şanını verenler bizde.
Hakkın divanına varmış erişmiş,
Otağını vatan diye sürmüş,
Yedi cihan binbir kulla barışmış,
Aşık evliyalar, erenler bizde.
Kötü olan kemlik eder ırkına,
Talihinin taşı düşer çarkına,
Irmaklar misali düşüp arkına,
Cennet bahçesine girenler bizde.
Garip ozan sözü söze uladın,
Aç yüreği sevgi ile suladın,
Yemin ettin boyna vebal doladın,
Yalan defterini dürenler bizde.
Tutacak olsam ellerini
Gözlerim gözlerine düşer.
Boşluğa dalarım bir an
Kimliğim benliğine düşer.
Bir hiç olurum yokluğunda
Işığım gölgene düşer.
Özleminle dolar içim
Külüm ateşine düşer.
Ocağım sensizliğe tüter
Gönlüm gözünde yiter.
Aslı varsa artık yeter
Hüznüm sevgine düşer.
Uzansam tutamam ellerini
Düşüm düşüne düşer.
Netsem doyamam sana
Özüm özüne düşer.
O bir çiçek
Umut dolu gelecek.
Özenle büyüyecek
Hilesiz niceyi
Ayrımsız gerçeği
Ancak, o kuracak
Çocuğun evi
Dünyanın her yeri
Onu korumak herkesin görevi
bağırsam duyar mı sesimi
acılarla yoğrulan zaman
ister misin çıkıversin
birden bire beklediğin
tak etse de canına ayrılığın acısı
Aydınlığa uyandı sokaklar
Yanağına düştü ayın öpücüğü.
Desenlerin nağmesine sindi
Alın teri göz nurun.
Ne zaman ellerine yüzüne baksam
yol göründü esmer buluta
köyler üstüne çöreklenen
gün doğdu üşüyen ışıksız pencerelere
damla damla eridi yüreklerde donan buz
doğa gizemle giydi bayramlıklarını
gökyüzü türkülerle ağardı
Seni iliklerime kazıdım yeniden,
Aşkına tanık gecelerim bilemezsin
Ne zaman bir fırtına kopsa içimde
Denizler derini gözlerine sığınırım
Gururumsun, neşemsin, nazımsın sen.
çifte balkonlu villalara inat
bir kırmızı güle benzer sevgi dediğin
aşkının gamzesi menekşelerle yarışır
kara kışta ateş yanar teninde
harlı bir köz dudakların
Ne zaman gurbet görünse
Babam yanımda olurdu.
Gözleri kaygıyla dolar,
Yüklenirdi tahta bavulumu
Yola koyulurdu.
bir rüzgâr eserse eğer
elma yanaklarına
çiğ damlayan sabahlarda
beni düşün beni an
bir çıkmaza girersen eğer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!