Mesnevi Cilt I’de yer alır Psikanaliz.
Çoğumuz bunu bilmeyiz.
Belki de Freud, Mevlana’dan öğrendi.
Hasta nabzı tutup anlattıklarını dinlemeyi.
Nabzı arttıran sözlerden problemi çözmeyi.
Saygılar ve Sevgiler.
Fatih Lütfü Aydın.
20.09.2014
O velînin, halayıgın hastalıgını anlamak için padisahtan halayıkla halvet olmayı dilemesi
(Hekim) dedi ki: “Ey padisah, evi halvet et, yakını da uzaklastır.
145. Köseden, bucaktan kimse kulak vermesin de ben bu cariyecikten bir seyler sorayım.”
Oda bosaldı, Hekim ile hastadan baska kimsecikler kalmadı.
Hekim tatlılıkla, yumusak yumusak dedi ki: “Memleketin neresi? Çünkü her memleket halkının ilâcı baska
baskadır.
O memlekette akrabandan kimler var? Kime yakınsınız; neye baglısın?
Elini kızın nabzına koyup birer birer felekten çektigi cevir ve mesakkati soruyordu.
150. Bir adamın ayagına diken batınca ayagını dizi üstüne kor.
_gne ucu ile diken basını arar durur, bulamazsa orasını dudagı ile ıslatır.
Ayaga batan dikeni bulmak, bu derece müskül olursa, yürege batan diken nicedir? Cevabını sen ver!
Her çer çöp (mesabesinde olan,) gönül dikenini göreydi gamlar, kederler; herkese el uzatabilir miydi?
Bir kisi, esegin kuyrugu altına diken kor. Esek onu oradan çıkarmasını bilmez, boyuna çifte atar.
155. Zıplar, zıpladıkça da diken daha kuvvetli batar. Dikeni çıkarmak için akıllı bir adam lâzım.
Esek, dikeni çıkarabilmek için can acısı ile çifte atar durur ve yüz yerini daha yaralar.
O diken çıkaran hekim, üstaddı. Halayıgın her tarafına elini koyup muayene ediyordu.
Halayıktan hikâye yoluyla dostların ahvalini sormaktaydı.
Kız, bütün sırlarını hekime açıkça söylemekte, kendi duragından, efendilerinden, sehrinden ve sehrinin
dısından bahsetmekteydi.
160. Hekim, kızın anlatmasına kulak vermekte, nabzına ve nabzının atmasına dikkat etmekteydi.
Nabzı, kimin adı anılınca atarsa cihanda gönlünün istedigi odur(diyordu) .
Memleketindeki dostlarını saydı, döktü. Ondan sonra diger bir memleketi andı.
“Memleketinden çıkınca en evvel hangi memlekette bulundun? ”dedi.
Kız bir sehrin adını söyleyip geçti. Fakat yüzünün rengi, nabzının atması baskalasmadı.
165. Efendileri ve sehirleri birer birer saydı; o yerleri, yurtları, oralarda geçirdigi zamanları, tuz, ekmek
yedigi kisileri tekrar tekrar söyledi.
Sehir sehir, ev ev saydı döktü, kızın ne damarı oynadı, ne çehresi sarardı.
Hekim seker gibi Semerkand sehrini soruncaya kadar kızın nabzı tabiî haldeydi fazla atmıyordu.
Semerkand’ı sorunca nabzı attı, çehresi kızardı, sarardı. Çünkü o, Semerkand’lı bir kuyumcudan ayrılmıstı.
O hekim, hastadan bu sırrı elde edip o dert ve belânın aslına erisince:
170. “Onun semti hangi mahallede? ” diye sordu. Kız, “Köprü basında, Gatfer mahallesinde” dedi.
Hekim, “Hastalıgının ne oldugunu hemen anladım. Seni tedavi hususunda sihirler gösterecegim;
Sevin, ilisik etme, emin ol ki yagmur çimenlere ne yaparsa ben de sana onu yapacagım;
Ben, senin gamını çekmekteyim, sen gam yeme; ben sana yüz babadan daha sefkatliyim;
Aman, sakın ha, bu sırrı kimseye söyleme; padisah senden bunu ne kadar sorup sorustursa yine sakla;
175. Sırların gönülde gizli kalırsa o muradın çabucak hâsıl olur; dedi.
Peygamber demistir ki: “Her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erisir.”
Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yesillenmesi ile neticelenir.
Altın ve gümüs gizli olmasalardı... madende nasıl musaffa olurlar, nasıl altın ve gümüs haline gelirlerdi?
O hekimin vaitleri ve lûtufları hastayı korkudan emin etti.
180. Hakiki olan vaitleri gönül kabul eder, içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar.
Kerem ehlinin vaitleri akıp duran, eseri daima görünen hazinedir. Ehil olmayanların, kerem sahibi
bulunmayanların vaitleri ise gönül azabıdır.
Alıntı: http://semazen.net/download_detail.php? id=6
Mesnevi-i Şerif Cilt I
Psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir. Analizana (hastaya) , rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. Burada, düşler, umutlar, dilekler ve fantaziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur. Genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar. Dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan bir duruşu, korur. Analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.
Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Psikanaliz
Sigmund Freud (Almanca söyleyişi: [ˈ ziː kmʊ nt ˈ fʁ ɔ ʏ t], nüfus kaydındaSigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Př íbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) - ö. 23 Eylül 1939,Londra, Birleşik Krallık) , psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenliAvusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne sürenPsikoanalitik Kuram'ın kurucusudur.
Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Sigmund_Freud
Fatih Lütfü AydınKayıt Tarihi : 20.9.2014 21:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatih Lütfü Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/09/20/mevlana-ve-psikanaliz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!