Asırlar geçse bile insanlar hatırlanır
Bir hoş sedâ bırakır ebede bâki kalır
Kimisi hikmet saçar kimisi bir yol açar
Yolundan yürünerek Mevlânâ'lar yaşanır
Bu kabilden ansızın bir his daldı içime
Düşüncelerim girdi hepsi farklı biçime
Bir ara düşledim ki Mevlânâ ışık saçar
Tasarrufuna girip takıldım süzgeçime
Gel her kimsen yine gel tebliğine râm gibi
Olmaya Hakk yoluna şer yolunu kor gibi
Pamuk kılıfa girip nükteyle mayın saçar
Orhan Pamuk misâli konar mürted terkibi
Bu dâvetin murâdı içten kahpelik midir
Kucağına oturup tilkilik etmek midir
Firavun firavunken adaletle yol açar
Türk Yurdu'nda kahpelik Türk'e adâlet midir
Terimizi sömürüp kanımızı içtiğin
Cemaat kılıfında münâfıklık biçtiğin
Vatanımda sana da rahmet Türk'deki vakar
Turnosol oldu sana yüze vurdu hiçliğin
Ve mayanla mayası uyuşan şu dünyâda
Fransa'da İsveç'te ya da aynı furyâda
Bizden de bir-kaç soysuz sanaki kucak açar
Bilesin ki bu şöhret kalacaktır hülyâda
Yemedik de yedirdik giymedik de giydirdik
Bu mertliği ezelde dinimizden sindirdik
Ne var ki sırf isminde bu din mürtede batar
Yetti bu sabrı artık gerdirdik de gerdirdik
Hak bu ki bu ülkede dinimizle yaşanır
Dinimize düşmanlar boşuna telâşlanır
Allah[CC] yaratmış diye yine de kucak açar
Bu Vatan evlâdında Mevlânâ'lar yaşanır
Kayıt Tarihi : 13.10.2006 18:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Son zamanlarda su yüzüne çıkar şekilde; bu topraklarda doğup, büyüyüp, özellikle de bu merhametli, civânmert milletin çoğu fakirleşmiş ruh zengini zümresinin terini sömürüp palazlanan bir soysuz jakoben grubu türeyerek her nedense, bu rahmete karşı şükrân duyacağına düşman kesilmiş, terör estirmiş, düşmanlara yataklık ve uşaklık ederek bize köstek olmuş kanımızı içme vampirliğine soyunmuş, ilerlere gitmeye hacet yok, İstiklâl Harbimizdeki Tûli Musa'lardan, bu günkü Ermeni zulmü iftiralarına (öyle olmadığını bile-bile) alçakça alet ve destek olan Orhan Pamuk'lara kadar nâmertler çıkmıştır... Müşahhas misâller aslında benim zarif bulmadığım deşifre şekli; bâriz tavrım mücerret misâllerdir... Lâkin en son sabrımızı geren şu dünyanın kalleş milletlerine hükümetlerinin, sözde Ermeni Soykırımı Kanunu yolunda sabrımızı taşıran şaşkınıklar yaşatması ve buna, kendisinin güyâ Nobel Mükâfatını hak edecek bir marifetmiş gibi karnını doyurduğu vatan, koynunda meğer yılan sinsiliğinde uyuyup büyüdüğü millet aleyhinde, zamanında açlığını doyurup, sefil ruhunu da dindirdiği cemâatlerin merhamet ve rahmet saçan kucaklayıcı geleneğini dininden ve Türklüğün geninden alan yüksek ahlâkının ikliminde yaşamayı bilâhare, karakter tarzı itibariyle artık beğenmeyip, onu koruyup büyüten bu karakter ahlâkını artık zül kabul ederek kendinin de güya başkalaştığı şahsiyetle sanki aşağılıktan kurtulmuş ve yükselmişmiş gibi, hayatını anlattığı kitaplarında ortaya koyduğu bu suysuzluğa tevessül etmesi; Hazreti Mevlânânın *kim olursan ol, gel....yeminini bozsan da yine gel... dâvetine râm görünme yanaşmalığıyla, sonunda kahpelik etmneyi, Mevlânanın; aynı zamanda insanları süzerek ölçme gözeneği, süzgeçi olarak ta kullanıp; bu süzgeçe vurduğumda Mevlânânın yol gösterme olan bu dâvetini kalleşliğe kullanmada; insanı açığa çıkarmna, su yüzüne vurdurma vasıtası olarak, turnosol kâğıdı kabilinden büründüğü karakter renginde ele veren ölçüde nümune-i imtisâl kabilinden bu son Nobel savsatasının içime indirdiği sıkıntının yüze vuran tezâhürüdür bu şiirin hikâyesi...

Mevlana'nın sevgisinden haberleri varmı bilmiyorum. O tip insanlar Konfüçyus'a hayrandır. Ellerine geçen her fırsatta nasılda kasılarak ardı,ardına sıralarlar yabancı isimleri. Yesevi'yi sorunca ekşi elma yemiş gibi yüzleri buruşur.
Milli benliğinden uzaklaşmış, milli değerlerini satılığa çıkarmış bu asalaklar halada damarlarımızdan beslenmekte ne yazık ki,
İşte gazetelerden okuyoruz 400 milyara yakın vergi borcu var bu ülkeye. İstanbul'un en güzel semtinde oturur, en iyi hizmeti alır, en pahalı okullara okuma şansı bulmuştur yine de kendisine bu kadar şansı veren, bağışlayan devlete ve millete düşmanca tavırlar içerisindedir. Kınıyorum...kınıyorum.
Saygıdeğer hocam donanımlı kaleminizden bilgece yazılar, şiirler, yorumlarla bizleri ihya ediyorsunuz.
Bu şiirinizi de hayranlık duyarak okudum.
İçimin çok yandığı bir konu olduğundan uzatıverdim lafı, farkına bile varmadan.
Gevezelikten beşka şey sayılmasa da yaptığım,
sayfanızda olmak güzeldi.
Allah (cc) emanet olun.
Sonsuz saygılarımla
Ümran Tokmak
Sevgili Ağabeyim, Mustafa Benkli.
Sizin yazdığınız şiirlere yorum mahiyetinde görüş belirtmemi sağlayabilecek bir olgunluğa henüz kalemimin gücü, o mertebeye erişemedi. Zaten erişmesini beklemek de boş bir hayal olur bunun bilincindeyim. Benim şiirlerinizin taşıdığı aşikar ve muhtevasındaki sır ile kaplanmış gizli, yönlendirici, düşündürücü ve yöneltici mesajların tümünü algılayabilmem için; sizin şu anda zirvesinde bulunduğunuz duygu ve düşünce yoğunluğu ile edebi sanatsal ve kültürel birikiminiz düzeyine gelmem mümkün olmasa bile hiç olmazsa biraz yaklaşmamla nisbeten mümkün olabilecek gibi bir umudu taşmak istememe rağmen, bunun hiçbir zaman gerçekleşemeyecek tatlı hayal olduğunun bilincindeyim. Dolayısı ile sizin sayfanıza şiirlerinize yorum yazmak gibi bir düşünce ile gelmem söz konusu değildir. Ancak olsa olsa acizane kendi görüşlerimi engin affına sığınarak belki bir kaç kelime ile dile getirmek gibi bir düşünce ile haraket etmek istesem bile buna da henüz hazır olamadığımı biliyorum.
Geriye sadece sevgili ağabeyime sevgi ve hürmetlerimi sunma gibi bir geliş sebebim ile biz henüz yolun başındaki şairliğe aday kardeşlerinize verdiğiniz cesaretlendirici ve yönlendirici yorum ve desteğinize teşekkürlerimi ve memnunuyetimi belirmek için, saygı ve hürmetlerimin kabulünü arzetmeye girişimi olarak değerlendirmenizi yüce şahsiyetine arz ediyorum.
Ne mutlu bizlere ki sizin gibi bir ağabeyimşizin desteğini ve yönlendiriciliğini görüyor ve mutluluğu tadıyoruz. Şair ve şiire ilginin azaldığı serzenişlerinin yoğunlaştığı bir dönemde bizlere sağaldığınız desteğiniz belki sanat eseri olarak değer taşıyabilecek bazı şiirlerin yazılmasınada motive edici bir güç oluşturduğunun bilinmesini arz ediyorum. Arz ederim diyorum çünkü rica etmek haddimiz değildir. Haddim değil yerine haddiMİZ değildir demem bir tesadüf veya yanlış yazılış olmayıp; eminim benim gibi düşünen ancak belki duygularını size iletmekte çekingen davranan bazı kardeşlerimin de hissiyatına tercüman olabileceğimi düşünüyorum. Zira bu engin teveccühünüzün sadece benimle sınırlı olmayıp pek çok şair kardeşime de moral verici cesaretlendirici ve yönlendirci mesajlarınızın olduğunu gördüm.
Şükranlarımızı sunarız! demek yeterli mi bilemiyorum ancak siz değerli ağabeyimizi gerek şiir gerek yorum demeye dilim varmıyor''-Saygı ve hürmetlerimizi ifade amaçlı'' yazdıklarımızla istemeyerek bugüne kadar istemeyerek incitmiş isek affımızı dileriz.
Şiirinize İlk Tam Puanı vererek huzurunuzdan saygı ile ayrılıyor, hürmetle ellerinizden öpüyorum. Allah'a emanet olunuz sevgili ağabeyim.
Dr. İrfan Yılmaz. - Tekirdağ.
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (3)