Yüzüm sürdüm Kabr-i Muhammed Mustafa’ya,
Kalbî saf duygularla inandım Mevlâ’ya .
Kalp pasını silmek çün küseyim dünyaya,
Yalvarıp ağlayarak yaklaşayım Mevlâ’ya ,
Namazda gönlüm akar gider Kâbetullâh’a,
Elim semada, dilim dua eder Allâh’a .
İstisna yok, her ruh gider dâr-ı Ukbâ’ya,
Kulluk-ibâdet-şükür etmeli Mevlâ’ya.
Günahım çoktur ; çıkamam kât-ı Kibriyâ’ma ,
Affı çün sığındım Cenâb-ı Zât-ı Mevlâ’ma.
Ol şefâat pınarı olan Mustafa’ma, Yakardım ,
Rahmân ve Gaffâr olan Mevlâ’ma.
Kavruk çöllerde tek başıma susuz kalsam ,
Acep malûm olur mu bu halim Mevlâ’ma !?
İnancı zayıf insanoğlu nankör-âmâ ,
Verdiği nimetler çün şükretmez Mevlâ’ma !
Su içen tavuk dahi şükr çün bakar semâya ,
Sel kendini parçalar, akıp gider Mevlâ’ya .
Ey dost rüzgâr ,esiver Yesrip güzergâhından ,
Resûl’e tâ’zim arzeyle âşık-ı zarından .
Has gül götür OYTAN Muammer gülzârından ,
Şefaât dilerim Cenâb-ı Allah Yâr’ından !
Kayıt Tarihi : 24.2.2018 12:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!