Hepsi biribirinden eski
Hepsi biribirinden çağdaş
Denedin doğru ve yanlış
Bütün davranışları ey ademoğlu
Hülasa uzun yıllar
Denedin hayatınla,
Kazandın ya da yitirdin.
Taşkınlıkların
Çoktan aştıysa da sabrını,
Aklın şirkle
Ve gövden günahlarla kirlendiyse de
Ve yaşıyorsan hala
Bir “an”lık vaktin kalmıştır
Düşünüp toparlanmaya.
Bu cihanda
Evet belki
Her geçen an
Bir fırsattır aşağlanmaya
Yine de bilmelisin
Bir tek kelimeyle bile
Dönmek o kadar kolay ki
“İnsan” olmaya.
La ilahe ilallah;
Şimdi bildin mi neden
Anahtar bir kelimedir?
Araya kimseyi sokmağa gerek duymadan
Ne haraç verip zelil olmaya
Aklın
Ne de rüşvet dağıtıp sıra bulmaya
İhtiyacı var.
Mistik nöbetlerden
Kutsal adamlar engeline kadar
Bütün bu naylon barikatları aşmak için
Tek bir tevhid soluğunda
Yeterli, ateş bulunur.
Freud’a, Paskal’a, el-Maarri’ye
Dante Kamus Rilke ve Marx’a
Ve her türlü al basması
Kabus
Ve nazar
Felsefeden taa jelatin edebiyatına kadar
Ne varsa
Ne varsa
Hepsinden önce
Karşına çıkan aydınlık fırsat
Düşünmektir unutma.
La ilahe illallah,
Yaşamak bu yolda gerektirEy ademoğluf
Bu yolda gerektir ölüm.
Düşün ki dünyayı
Bunca patırtı
Ve bunca zulüm
Aklı rafa kaldıran
Bu kördüğüm
İçinde
Muhakkak
Sonuç hüsrandır
Ve yalnız
La ilahe illallah
Ve yalnız Müslüman
Doğruyu arayandır…
Metin Önal MengüşoğluKayıt Tarihi : 8.7.2006 02:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Metin Önal Mengüşoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/07/08/mev-izeler.jpg)
Sanatın bilgi verdiğini, yani bir enformasyon türü olduğunu, ya da bir tür iletişim olduğunu düşünmek isteyenler var... Ama sanat iletişim değildir; enformasyon ise hiç değildir... En az, asgari bir enformasyonu iletmeden edemese bile, sanat bilgi vermeye, enformasyona, hattı karşı-enformasyon denen şeye hevesli değildir pek...
İletişim ise sanatkârane filan değildir; tüm yaptığı insanlara neyi düşünmeleri, neyi hissetmeleri, neyi yapmayı planlamaları gerektiğini söylemektir. Enformasyon ise, insanlara bu söylenenleri yapabilmeleri için verilmesi zorunlu en az, asgari yapıp-etme bilgisi, asgari bir pedagojidir...
Sanat karşı-enformasyon da değildir; karşı-propaganda hiç değildir; çünkü onunla, Devlet aygıtlarının bir salgısı olarak karşılaşmak işten bile değildir çoğu kez...
Hayır, sanat bir iletişim değil, enformasyon-karşı enformasyon filan değildir. Bir tanım gibi davranamayacağım bir fikir ileri süreyim yine de: Sanat, ölüme karşı dirençtir...
Ne türden bir direnç acaba? Lascaux mağaralarında beşbin yıldır durup bekleyen duvar resimleri, işte direnmekteler.
Ama ölüme karşı direncin ikinci bir tarzıyla bir buluşması vardır sanatın: Yani insanların kavgasıyla; ölüme, tahakküme, baskılara karşı umutlu kavgasıyla...
İşte Bach'ın müziği, Rönesans sonrası kurumsallaşmış iki müziğin, kutsal, ilahi kilise müziğiyle onun karşıtı profan, saraylı, dünyevi müziğin seslerini bastırmaya çabalayan bir çığlıktır: Defolun! İkiniz de çekip gidin
Gilles Deleuze
İnsanlar zaman zaman kesin bir bilgiye sahip oldukları kanaatiyle bu bilgiyi karşı tarafa aktarabilmek gayesiyle şiiri, musikiyi,resmi v.b sanat dallarını kullanmaktalar.
Bu cümleden olmak üzere kimi şiirler ''öğretmek'' amacıyla yazılmakta
Aslında şiirin böyle bir başlangıç noktası ile başlamasını asla hazmedememiş olmakla birlikte,bu tür şiirlerin var oluşunu bir vakıa olarak ele alıyor ve bu tür eselerde de sanatın nesnel ve biçimsel değerlendirme ve ölçümlemesinin yapılabileceğini düşünüyorum.
Aslında tanzimatla birlikte şiir serüvenimiz önemli ölçüde ''kesin inançlara dayanan'' bir dünya görüşünün propagandasından kurulu bir yapı arzetmekte.
Şiirin devleri nazım, necip fazıl, mehmet akif. tevfik fikreti kolaylıkla bu kapsamda sayabiliriz.
Biliyorum propaganda kelimesi şiirle birlikte anılınca incitici bir kelime oluyor.
İnsanlar kendilerine ait kesin değer yargılarını dümdüz bir edayla söylemek isterlerse (tebliğ etmek isterlerse) aslında buna uygun biçimin nesir olduğunu söylemek daha doğru olur.
Bu yüzden bir metin, direk tebliğ uslubunu benimsedikçe nesre, ama ikna için karşı tarafın ilgilerini kurcalayarak telkin yolunu seçtikçe daha çok şiire yönelir kanaatindeyim.. Şiir olur diyemiyorum ama yönelir diyorum.
hitabetin bir sanat olduğunu ve hutbenin insanlar için anlamını tahkir etmeksizin söylüyorum:
Şiir yazmakla, hutbe vermek ayrı branşlardır
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)