Önceden gidersem eğer
Giriş kapısının önünde seni bekleyeceğim.
Öteki odalardan birine kaçırmasınlar diye
Gözümü dört açacağım.
Çukura koyulduğunu
Tahtaların uçları kaybolana değin
Üzerine kürek kürek toprak örtüldüğünü
Duyumsayacağım
Dışarıda huzursuz olanları
Hemen kaçıp kente dönmek isteyenleri
İçten içe gülümseyenleri
Ağlayıp sızlayanları
Taş taşıyanları su dökenleri toprağına
Birer birer not edeceğim…
Bir fırsat kollayıp seni koluma takarak dar yollardan
Geçireceğim.
Ortalığı kolaçan ettikten sonra
Bir kuytuda yanaklarından öpebilecek miyim
Sarılabilecek miyim sana sıkı sıkıya
Kokun aynı koku mu
Deneyip merakımı gidereceğim.
Yanımızdan kimselerin geçmesini istemeyeceğim
Buraları eni konu anlatacağım sana
Burada ikimizin neler yapmakta olduğunu
Örneğin ateşin içinde yanarken içimizde başka yangınların
Sürdüğünü kimselere söylemeyeceğim.
Nerede akşam orada sabah etmek için
Kaçırıp başka yerlere götürmeye çalışacağım seni.
yirmiocakikibinondört
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 20.1.2014 19:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şiir, ilk bakışta bireysel bir şiir gibi görünse de bence toplumsallık ve bireysellik iç içe geçmiş şiirde ve sevgiliye müthiş adanmışlık var. Saygı ile kutluyorum.
Galiba gerçek aşk bu... Kutluyorum yazan ve yazdıran yüreği.
Yüksek dağların başından duman hiç eksik olmazmış. Sizin de sevdanız başınızdan hiç eksik olmasın. Bu kalem hiç susmasın. Kutluyorum içtenlikle...
Kutluyorum saygın kalemi.
TÜM YORUMLAR (8)