METRODA
İNTİHAR
-İfademdir-
Yaşamakta anlatmak kadar
kolay olsaydı keşke
hakim bey!!!.
Onlarca cümlenin
iki kelime etmediği bir an’ın
buz gibi tanığıyım.
Sanki,
Oğuz Atay’ın
“gel seninle bir kez daha ağlayalım” dediği
O meşhur sokağın,
kaldırımlarında tek başınayım.
...
Elimi,
asılı kalmış ellerine uzattığımda,
pes etmiş gözleri, gözlerime değdi.
Çok çaresizdi belliydi.
Bir senfoninin başlangıç
ritmi gibi usulca kulağıma,
“Hayat,
bazen ne kadar da yorucu arkadaş!!!.
Yoruldum,
hayattan kaçıyorum,
korkaklığı seçiyorum ...”dedi.
Ve sesi birden yükseldi.
“Ne geçmişle savaşıyorum ne de geleceğe dair beklentim var.
İmkansızlıkların kıyısındayım,
bırak beni!!!...
En çok da düşmeden yürümeye çalıştığımda acıdı canım.
Gitmek,
kurtulmak değilmiş,
geriye dönüp
baktığımda anladım...”
...
Ne kadarda farklıydı,
kendini ifade ederken titrek sesi.
Haklı bir kırgınlıktı hayata
O’nunkisi...
...
Metroda,
Platformun tam kenarında,
açık bir yara gibiydi duruşumuz.
Üflesem de,
dokunsam da,
iyileşmeyip kanayacak.
Pim’i çekilmiş el bombasıydı o an,
geçmek bilmeyen zaman,
parmaklarımdan birini bıraksam
kıyamet olup kopacak.
...
Hem konuşuyor,
hem de derin derin nefes alıyordu.
Yüzümü yalayıp geçen her cümlesi,
özlem kokuyordu.
Belli ki hâlâ çok seviyordu.
“Çok şey istemiyorum...
Yüzümü döndüğümde görmek istediğim yüz,
O’nun yüzü olsun,
gölgesi düşsün üsteme
her sabah uyandığımda...
Ben ki,
hala umudumu kesmedim Ondan...”diyordu.
“...İnsan sevdiğini hâlinden, tavrından belli eder...
Gönülden severse insan
sevgilinin hayatının
her anına
sirâyet eder...
Zira kişi zamanla sevdiğine benzer...
Neden biz birbirimize benzemiyoruz?...”
diyor ağlıyordu.
...
Boş bulunduğu bir an’da
çektim,
fırlattım platforma.
...
Elleri,
ellerimde soğuk ve ruhsuz bir heykelin elleri gibi duruyordu.
“Beceremedim...
Bunu da beceremedim...” diye bağırıyordu.
...
Benimse o an
gökyüzümde,
Turgut Uyar’ın dediği
“adını bilmediğim kuşlar”
süzüle,süzüle uçuşuyor
bir güvercin ağzında zeytin dalı
omzuma konuyordu.
Sahi hakim bey,
bir intihar böyle mi oluyordu?
....
Sonradan basından öğrendim,
Yirmi altı yaşında bir delikanlıymış,
eşinden bir yıl önce ayrılmış,
bir oğlu bir de kızı varmış
eski eşi “çocukları göremez”
diye rapor almış ....:(((
....
Öyüce
Ömer YüceKayıt Tarihi : 5.5.2025 18:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!