yağmur birdenbire bastırınca
göklerin delinmiş olabileceğini hissetmiyor musun
bulutlardan alevlerin uzanacağını
saçlarını okşamak için
dualardan bir sığınak var edinmiyor musun
toz duman göklere kaldırılmaktan
Aylarca dolaştım adım adım İstanbul’da
Gezmekle görmekle doyamadım İstanbul’da
Her şey gece gündüz gerçek rüya İstanbul’da
Herkes yerli yaban bütün dünya İstanbul’da
Dört mevsim dört kardeş gibi yaşar İstanbul’da
Dolar mahsuller kabından taşar İstanbul’da
Müjdeledi büyük fethi Peygamber
Aşka getirdi ümmeti nur haber
Gürledi gönüller: “Allah-u Ekber! ..'
Aday oldu gül olmaya gül çağda
Sevda oldu bülbül olmak o bağda.
karşımda köyümün resmi gözlerim dalmış seyrediyorum
ağladığımı sanmayın gönlüme almış yâd ediyorum
o bana gül bağrını açmış ben ona var gönlümü
sonsuza dek sevmeyi vaad ediyorum
karşımda köyümün resmi gönlümde sevdayla yazılmış ismi
başımda güneş gibi duruyor yolumu aydınlatan cismi
ham meyveden akan öz acı su
isli kalpten bakan göz acı su
umutları yıkan söz acı su
acı sular gül ömrü yarılar
meyletmez acı suya arılar
Gün boyu mehtaba hasret kabardı kanımda
Yürüdüm gece boyu o yâr vardı yanımda
Eledim tadını gecenin hiç tortu yoktu
Sonu görünmez derinliğinde korku yoktu
didinmeye değer bir yanı var mı şu dünyanın alev oyunu rüyanın
kaç kişi vardır ruhunda hasretin sahici sancısını taşır
kaç kişi eker kalbine hakikat tohumunu
hangi iklim hazırlar sevincin doğumunu
hangi mevsim yeşertir dostluğu
-1-
ey insanım diyen 'Allah! ' de oku
ömrünü ilim örgüsüyle doku
bu can senin değil sana emanet
yakışmaz insan olana ihanet
hayatının hakkı var ye iç gez toz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!