Yaşanır mı sandın sensiz be gülüm.
Beni böyle yetim bırakıp gitme.
baharım kış oldu kaybettim yolum.
Beni böyle garip bırakıp gitme.
Madem böyle imiş bu işin sonu,
Bir ömürdür tükenen, gül değil solup giden.
Zaman yaşanan ansa zehir olmasın ömrüm.
Anılar bana yeter, gönlünce olsun her şey.
Pazarlıksız al götür ne varsa senden kalan,
Bakışlarında bile bir muamma,telaş hep,
dinsin artık bedende yanan ateş ızdırap
şimdi yüreğim kırgın,şimdi hislerim harap.
ne gurubun renkleri,ne gece ne de mehtap
sen olmazsan bir tanem bu yaşamı neyleyim
neyleyim malı mülkü,şöhretimi şanımı
Onlar uzak iklimlerden kopup geldiler
Bu günü beklercesine koşup geldiler.
Onlar ana değil, baba değil, yar değil.
Dilenmek için çocuklarını Anadolunun
Çalmadık kapı bırakmadılar.
boğazın rüzgarı mıdır saçlarındaki?
gözlerindeki çığlık martılar mıdır?
yaşadığın şehir istanbul mudur?
mermer kokusunu duyar gibiyim
önünde durduğun koca mabedin.
gözümde yemlenir güvercinleri...
martılar başıboş dolaşırken,
kendini taşlara vurur deniz.
ve sen,
zamansız gidiverdin güzel kız.
hani taş sektirirken suda akşam vakti,
eğlenirken mehtapla.
ne olur artık sen de gel
bu aşkın önünde eğil.
çekilmeyen bu gururun
sevgimize engel değil.
yüreğim sevgine muhtaç.
vitrinde iki fotoğraf
bir adam,bir kadın.
anlamsız baksa da gözleri
benim fotoğraflarımdır
bırak kalsın.
ya kaldırımdaki çocuk,
yüreğin karun kadar zengin senin,
gözündeki ışıltı sanki bir nur topağı.
o küçük bakışınla ne kadar da büyüksün.
sen bu kaldırımda ticarettesin,
hayatla pazarlıktasın...
kızıl akşamlarda yanan şehirlerle tutuşurdu sandallar
dinmezdi o yangın,
ta ki gece tuttuğu matemin siyahlarına
bürüründüğü zamana kadar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!