çoktandır yeni yüzüme alışmaya çalışıyorum
tüm günahların kaynağı bedenimi düşünerek
şu gündelik, sıradan oyunu
oysa her şeyi insanlar eğlenebilesin diye yapmıştım
bir cesetle yatmak nasıldır, sorusu bile
değiştirecek bir şey olmalıysa, çıkardı
yeşil gözlerinde kırık siyah parçalar
nesnelerle arana koyduğun o ürkütücü mesafe
varolmayı reddedişindeki soyluluk
aile sırlarımız, mektup aşkları
inanmak ve anlamak için eğitilmiştin
dokunsam soluğuna ferahlarım
sezilir bakışlarından sırrımız
kazınır belleğime ellerinin serinliği
bu kış bizi üşütemez
özür dilercesine bakarım sana
suyun yüzeyini yarıp çıktığında
bana kalan sadece bir andı
değişti tarih, değişti deniz ve toprağın çızgisi
kıyıya bağlandı çöl, Lut Gölü'ne
kuşlar yitirdi göç yollarını
sildi izleri kum fırtınası
kimse içimdeki boşluğu görmüyor
bir adresi yitirmek neler hissettirir insana
kalp atışlarından uzak olmak
soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor
çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız
sararır mevsim, terk etmeye hazırlanır
yorgunluk basar, çöküveririz bulduğumuz ilk yere
bir sıcaklık ararız, kaçarken yakalayacağımız
ürpersek de çıplak vücutlarımızı sunacağımız gün ışığı
o uyuşukluk haline yakınlaşan tenler
bedenin sana uymuyordu artık
mavi bir çam gibi zoraki taşıyordun onu
büyük kararlar almak istiyordun
çılgına dönmek, kutsamak benliğini ya da aşık olmak
sadece bir rastlantıydı senin için
bu şehrin koynunda süzülen benim
çığlığım kırbaçlayan geceyi
tükenmeyen, kırılmayan
neden hep sedef kakmalı bıçaklar
beyaz ve derin bakardın
yanında kim var bilmek istercesine
gülüşün yüzünde gizlenirdi bir ayıp gibi
belli ki öpüşlerindeki kaçamaktı anlamın
önce soluklarımız karıştırdı geceyi
gün usulca yoklar bedenini
dalgın bakışların yüzüne verdiği eda
süsler güzelliğini bir taçla
bir kuş seliyle akar çağlayan
ana kucağında teklifsiz uzanır
gözlerinde okul sevinci



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!