Gün yine akşam oldu
Penceremden bakarken dışarıya
Ben güne hasret,
Ben güne hasretken
Özgürlük yalçın dağlarda
Özgürlük yamaçlarda
Ağlıyordu Bolaman
Çökmüştü kasabalıya hüzün
Dillerde dolaşıyordu söylediğin türküler
Buraya kadarmış at üstünde gidişin
Nalları kırılmış atının, tersine dönmüş kaderin
Aşklar eriyor, Aralık akşamlarında
Aşklar piç oğlan doğurur;
Kimliği belirsiz bakışlarda
Uçurumda şimdi sevdalar
Dehliz yok artık.
Görünürde,
Havalar pusluydu
İnceden inceye yağmur yağıyordu
Gün ağarmış
Bak akşam olmuştu
Etrafımı sislerde sarmıştı
Ama sen yoktun yanımda
Kurşuni kalemler tutuşur elimde
Aşkları umutları ve ayrılıkları
Yazsın diye
Kurşuni
Ateş kurur dilimde
Kurşuni
Sevgi doluysa yüreğin
Açıyorsa güller dalında
Menekşe kokuyorsa kalbinde baharın
Meltem rüzgarları esiyorsa kalbinde
Yaşama dört elle sarılmışsan
Kıskanır seni kem gözler
Çetrefil bir yolculuk
Ayağı kayar yıldızımın
Garibim,
Mahzunluğun yüzünden okunur
Kırılır dalı fındığının
Yağmur yağıyordu
Tüm şehir saçlarında ıslanırdı
Sen tutup saçlarınla oynardın
Sacının her telinde
Çocukları severdin
Çingene mahallerinde
Atalar diyarım
Canım, ciğerim, toprağım
Nasılda gelmişti ayrılık vaktimiz
Ben istiyor muyum zannediyorsun
Hiç bu kadar üzüntü vermemiştin bana
Şimdi söyle, neden üzüyorsun beni
senin kömür gözlerinde
kararır gider ömrüm
vebali sensin günahımın
yalnız senin için dolaştım
tek tek meyhaneleri
sırf sende sarhoş oldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!