Kolaysanmayacak bir hayatı sundum bana
Kendime teklifimin reddi manasız.
Yaşamak soğuk tepelerde sıcak öpülüşlerin serabıyla
Kuytulaşmış gamzem, sertelmiş omzum, huyu kötü ayaklarım da beni terk edecek
Yıldızlar da memleketim de bana benden daha yakın
Beni ıslak ellerinle sevme sakın
Güneş bağrıma doluyor
Israr ediyor sevgilim olmak için.
Terimle ve yüzsüzlüğümle alay ediyor
Beni kaynar sularla aymakta sabah.
Söyle kim verdi sana elindeki son mermiyi
Gel viran eyle benden olmayanı
Kaseme bâde olup dolmayanı
Bir gül iken sararıp solmayanı
Neyleyim câna varamayan canı
Bu cihanda dönmeyesin şaşkına.
Dinginlik çökmeden serin kuyulara,
Arşınlıyorum kalbimin dehlizlerini.
Şans ve merküri ve halk otobüsü;
Ahmakça, hatta pespaye bir tavırla,
Nefsimi yontuyor ve süslüyor benim olanı.
Keşke Akdeniz'i hiç görmeseydim.
Belki ölürdüm
Belki kızıl bir ay bana merhaba derdi
Keşke Akdeniz'i hiç görmeseydim.
Kalbe patika darağacında selfie
Kat kat giyin üşütme mazallah
Kimseye farz değil teyemmüm
Varken su içmemek elde mi
Tutsak da mı saklasak
Yok saklamasak da mı yasaklasak
Parlak ve tembel bir tanrı,
Sürekli uyur durur ardım sıra.
Görenler Ay derler elbet,
Mana arayıp da bulamayanlar.
Eylül'de her şey aynı özellikle sabahlar.
Başıma haller saranı kavrayıp,
Eskimeyen bir neşeyle fırlatsam aya doğru.
Tüller ve akgüller arasına sıkışmış kalbim,
Güz günleri beni üşüten yapmacık yakarışım,
Reislerden çalınma kudretim,
Şimdilerde aklımı sarmalayan köke,
Batsın güzele olan açlık, batsın gözler
Batsın insanlık, batsın haklar
Batsın aşk, batsın kasımlar
Beni ne poker oynayan ıslak eller
ne de sigaradan yanan avuçlar sevemez artık
Rendeliyorum kemiklerimi dünyanın çirkinlik salatasına
Gün inim inim ağarırken tenimin ıslaklığına doğru
yeni sözler bulmalı ölüme ve aşka dair.
Biteviye sürerken sayılı günlerim
yakama usulca temiz bir kök ilişiyor.
Takınan kızlara özgü morluğuyla bu kök
akranlarından sıyrılarak




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!