Teolojik bir kırıntının izdüşümü vardı her daim alemde inkâr edilemez bir gerçek olarak.
En "Arkhe"tip ilkel kabilelerde bile görülmekteydi bu olgu yapılan tüm kültürel antropolojik kazılarda.
Kainata gözlerini açıp kendini arayan insan bir zaman sonra kendini Tanrı'ya adamıştı.
Çünkü maddenin özünde ki fanilik mayası ezeli bir varlığa işaret ediyor olmalıydı.
Sırlar alemiydi aslında ontolojik açıdan bu dünya.
Varlığı irdeleyen insan aklı kısır bir döngüde kayboluyordu her seferinde.
Tümdengelimden tümevarıma kadar her türlü bilişsel metod denenmişti kadim mantık önermeleri ortaya çıktığından beri.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta