166
Damarlarımda bir fırtına kopuyor
midemde acı dolu bir açlık
kanım doymak bilmiyor
elimi attığım her şey kuruyormuş gibi,
uyuşukluğumdan, uykumdan başka bir şey görmüyor gözlerim
içimde yazılmak istenen cümleler
içimde genleşen gaz yumağı gibi büyürken,
kollarımın güçsüzlüğünden, kafamın mayhoşluğundan
her şey dilimin ucunda takılıp kalıyor,
kendime boğuyor beni…
Büyüyen yaprakları, içime dal uzatıyor,
kokusu teselli veriyor sinir katsayıma,
kendinden büyük fesleğen.
saksısına acı veriyor, kökleri damarlarına su taşıyan.
hepsi birden huzur veriyorlar gecenin sessiz saatlerinde,
çiçek veriyorlar gelecekleri için; bana.
insan çocuğunu/çiçeğini sevmez mi?
sevgilisini?
'-Arayamadım özrüm var, söylemeye değmez. Söylesem de fark etmez. Aslında biz yalnız kalsak, sende de o güzel kokular var mı bir baksam.-'
Yazdıkça harfleri peşi sıra havaya,
söyledikçe biraz daha yeşil bir türkü, kendi ağzımdan
itiraf etmeye gerek kalmıyor aşkları sevgiliye,
İstanbul’a/memleketime.
Fırtınalar kopuyor damarlarımda,
içimde bir coşku sel, kendimi boğuyor
bilmem ayın kaçı bir günde,
kaslarımda yoğun bir metal sıvı
koşarsam aya giderim, durmam günlerce
denizi görsem ucundan, aylarca çıkmaz su yüzüne bedenim
ölü mü dersin, kayıp mı dersin,
ne dersin, ne dersen!
Sıvı 17ağustos2bin3
Lzcramcil Ceyhun ErdemKayıt Tarihi : 17.6.2004 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)