Denizli’deyim seneler sonra
Hatırlamaya çalışıyorum yolları, semtleri, Bayramyerini, Kaleiçi’ni
Her şey değişmiş sanki
Her zaman geldiğimde kaldığım otel neredeydi
Hani tüm satıcılar orada toplanırdı, hemen hemen herkes birbirini tanırdı
Bulamıyorum oteli
Hava sıcak, arabanın içi bunaltıcı, yollar inşaat halinde
Bir yola giriyorum, sonuna kadar gidiyorum –yol kapalı
Herkes geri dönüyor
Bu böyle olmayacak –çıkıp anayola geri dönüyorum binbir zahmet
Yol bitene kadar gideceğim ve park edebileceğim ilk yere arabayı park edip bir otel bulacağım
Hava kararıyor, ben ise çok yorgunum
Yol bitiyor, oto sanayi gibi bir yerde –park ediyorum
Dükkanlar birer birer paydos edip kapatıyorlar kepenkleri
Park yerim çok ta güvenli sayılmaz, hatta hiç güvenli değil
Gelirken ana cadde üzerinde birkaç otel gördüm, birine kapağı atmalıyım
İlk otele giriyorum
-Yer var mı?
-Var
-Geceliği ne kadar
-Yüz dolar
-Ne! ! Yüz dolar mı,bu ne kardeşim ya oteli mi satın alıyoruz?
-! ?
-Daha uygun bir otel bulabilir miyim? Nereye gideyim? Tavsiyeniz
Otel memuresi küçümseyen bir tavırla
-Siz pansiyon tipi bir otel arıyor olmalısınız
-Pansiyon tipi? ! ! !
-Şurada yolun solunda var bir tane
Bozuluyorum, hem de çok ”ne demek pansiyon tipi”,adam gibi otel arıyorum işte
Memurenin bahsettiği oteli buluyorum az ilerde
Otel fena değil, hatta çok iyi tam bana göre
Otel Mesut, Mesut otel
Adı ile müsemma ya! Mesut oluyorum otelin önünde neşem yerine geliyor
Otele giriyorum, inşallah yer vardır.
-İyi akşamlar
-İyi akşamlar hoş geldiniz
-Bir kişilik yeriniz var mı?
-Var
Benimle konuşan bir bey- yanında onüç, ondört yaşlarında bir delikanlı var,birde bizi izleyen yirmibeş yaşlarında bir genç daha
Adam soruyor
-Kaç gece kalacaksınız?
-Bir ya da iki gece
-Kaydınız var mı?
Bu soruya sıkılıyorum, eskiden otele indik mi bizi tanırlardı, şimdi işin yoksa tekrardan tanıt
Ama bu soru benim muzip tarafımı açığa çıkaracak galiba tam bana göre çanak bir soru
Cevap veriyorum
-Yukarıda kaydım var ama sizde var mı bilmiyorum
Adam şaşırıyor
-Yukarıda mı? Yukarı neresi
Kafamı kaldırıp yukarıyı gösteriyorum
-Doğarken kayda almıştı Yaradan –diyorum
Adam neşeli biri, gülüyor
-Harika ya! diyor
Devam ediyorum
-Devlet tarafında da kaydım var
-!
-Hüviyetim yani, yani kafakağıdım, sizde kaydım yoksa bilmem o sizin sorununuz
Gülüşüyoruz
-Hüviyetinizi alabilir miyim
Elimi arka cebime atıyorum-ehliyet var orada- hüviyet niyetine kullandığım
Veriyorum ehliyeti kayıt yapsın diye güleç yüzlü bey’e
Kayıt yaparken soruyorum
İsme dikkat ettiniz mi, beni tanıyor musunuz
Bu da benim çanak sorum
Neşeli, güleç yüzlü otelci hüviyetimdeki ismi okuyor
-Mehmet Akif
Şaşırıyor
-Aaa Mehmet akif –Mehmet Akif Ersoy mu?
-Hayır Ersoy değil –Gülhan
-Vay şair ismi
-Evet bende yazıyorum -şiir öykü- hatta dört tane kitabım var ama beni tanıyan yok
-Ya kitap var mı
-Var
Elini uzatıyor
-Memnun oldum diyor-bende Mesut
Mesut mu_Mesut otelin Mesudu mu
-Evet
Hemen soruyorum
-Mesut bey ben bu otelde mesut olacak mıyım?
-Olursunuz tabii
Otelciyi sıkıştıracağım ya
-O zaman oda parasında ikram yap kardeşim
Otelci bu beklemediği söz karşısında afallıyor
-Bizim fiyat ikramlı valla ya
-O hoo mesut bey yapma Allah aşkına hani mesut olacaktık
Otelci aldı başına belayı
-Satıcılara ikram olurdu eskiden - diyorum
-Mehmet bey,Mehmet Akif bey valla ikramlı bu fiyat
-Tamam tamam öyle olsun güya mesut olacaktık, peki fiyata kahvaltı dahil mi? Hadi buna da dahil değil de
-Yok beyefendi kahvaltı dahil
-İyi, tamam anlaştık o zaman
Mesut beyin yanında ki delikanlı dikkatle bizi dinliyor
-Kim bu -diyorum Mesut beye
-Oğlum amcası- diyor
Delikanlıya dönüyorum
-Delikanlı çalışıyor musun? –paraları mı topluyorsun?
-Yardım ediyorum-“ diyor delikanlı ama sohbete onu da kattığım için şaşırıyor
Çocuk onüç ondört yaşlarında –her zaman yaptığım numarayı buna da yapacağım
Öyle bir soru soruyorum ki buna şaşırmayan çocuk yok
-Delikanlı evli misin?
Çocuk afallıyor şaşırıyor
-Çocuk falan var mı?
Çocuk inanamıyor, akıllı gözüken kocaman adam ciddi ciddi neler soruyor diye
Babasına bakıyorum çaktırmadan gülüyor
Sonunda hep beraber gülüyoruz
Delikanlı hala şaşkın
Otelci mesut beye dönüyorum
-Bak arkadaş ser’de yazarlık var ya,her olaydan bir hikaye çıkarmam lazım buradan da belki bir hikaye çıkar
Mesut’un hoşuna gidiyor bu sözler
-Yaz valla hocam bizde okuyalım diyor
-Tamam arkadaş yazarız internette de yayınlarız okursunuz
Bu arada bakıyorum ki bankoya çakılmışım gelen otele giren işlemlerini yaptırıp geçiyor ben hala orada dikiliyorum
-Ya arkadaş benim işim bitmedi mi daha?
-Ne güzel konuşuyorduk hocam
-Tamam da yorgunuz arkadaş-hem biz konuşmaktan korkmayız-zaten şöyle diyorum ben
“dinleyecek adam bulduk mu konuşuyoruz”-bulamadık mı?
Elimi kalem tutar gibi yapıyorum
-Yazıyoruz
Tekrar gülüşüyoruz
Aklıma araba geliyor
-Yandım anam ben
-Ne oldu hocam?
-Araba, arabam
-Ee ne oldu arabanıza?
-Arkadaş bir yere park ettim ki valla çok berbat
-Nereye park ettiniz beyefendi-neden otelin parkına koymadınız
-Ne! ! Otelin parkı mı var?
-Evet,hem de son derece emniyetli
Otelciye dönüyorum
-Bak arkadaş ben sana bu işten bir hikaye çıkar demedim mi-bak aslında ben komedi yazarım,geldiği otelde park yeri olup ta arabasını bir iki kilometre öteye ancak benim gibi bir adam park eder
Tekrar gülüşüyoruz –ama- arabayı gidip oradan alıp gelmek vallahi eziyet hem de bu yorgunluğun üzerine
Çaresiz arabayı almak için otelden çıkıyorum
Bir müddet sonra araba park işini halletmiş halde otelde oturuyorum
Herkes işinde gücünde otel personeli müşteriyi rahat ettirmek için koşuşturuyor. Bu koşuşturanlara Mesut bey de dahil –ben bu kadar işini seven adam görmedim valla
Bir ara yanımdan geçiyor
-Hocam nasılsın
-Sağol Mesut bey
Yine muziplik yapacağım ya
-Öyle bedava sormakla olmuyor Mesut bey bir kahve ısmarla da içelim –ama senden olacak
-Canın sağolsun hocam
O sırada oğlu yanına geliyor konuştuklarımızı duyuyor
Babasına soruyor
-Baba çay, kahve isteyen var mı diye sorayım mı misafirlere
Daha babası cevap vermeden atlıyorum ortaya
-Aman oğlum ne yapıyorsun-millet duydu babanın bana kahve ısmarlayacağını –valla o kadar çay kahve bedavaya gider babanı batıracak mısın oğlum
Çocuk sorduğuna soracağına pişman şaşkın
Biz ise gülüşüyoruz
Bu harala gürele’de akşam yemeğini unuttum. Şimdi işin yoksa çık yemek yiyecek adam gibi bir yer bul
En iyisi yemek yenecek yeri Mesut beye sormak
-Mesut bey buralarda yemek yenecek bir yer var mı?
-Hocam sorduğuna bak yukarıda tersas’ta restorantımız var
-Hadi ya!
-Evet hocam hem de bir manzarası var ki?
-Tamam Mesut bey ben yukarıya bir çıkayım bakayım
Mesut bey iyi tüccar valla otele giren müşteriyi dışarıya kaçırmıyor. Müşterinin eti, sütü,yün’ü mesut beye
Yukarı kata çıkıyorum, güzel bir yemek salonu,kibar bir delikanlı karşılıyor beni
-Hoş geldiniz
-Hoş bulduk kardeşim
-Buyurun
-Karnım aç kardeşim ne yemekler var söyle bakalım
Delikanlı telaşlanıyor canı sıkılıyor-var bunda bir iş
-Neler var delikanlı
-Tavuk var isterseniz size bir tavuk sote yapayım, yanına da bir salata yaparım
-Başka bir şey yok mu ya
-Doğrusunu isterseniz yok
-Neden yok ya
-Valla aşçı kaçtı yenisi yarın gelecek ama bu akşam böyle efendim
-Ne! ! aşçı kaçtı mı?
Aşçı kaçtıysa yapacak bir şey yok ne varsa onu yiyeceğiz
-Getir kardeşim neyin varsa
Yemeği yerken düşünüyorum,bu mesut bey akıllı adam nasıl olurda aşçı kaçırır anlamadım valla,sonra aklıma sabah kahvaltısı geliyor “eyvaahhh” arkadaş aşçı yoksa sabah kahvaltısı da olmaz –yandık ya
Bunu Mesut beyle konuşayım biraz sıkıştıralım bakalım neler diyecek durumu nasıl kurtaracak
Bu otel tam bana göre valla –tam tekmil eğlence
Mesut bey akıllı adam dedim ya –ben onun yerine olsam ne yaparım diye düşünmeden edemiyorum-sonra diyorum ki –bu adam kesinlikle evden hanımını getirir buraya, başka ne yapacak diyorum içimden
Ben bunları düşünürken yukarıya Mesut bey çıkmasın mı, yanında iki eleman ellerinde tencereler
Yer gösteriyor mutfakta “şuraya koyun” diyor
Mesut bey mutfağı hallettikten sonra içeriye salona benim tarafa bir göz atıyor
Fırsat bu fırsat laf atacağm drken benden evvel davranıyor
-Hocam afiyet olsun
-Sağol Mesut bey
Elime düştü şimdi sıkıştırmam lazım
-Hayrola aşçı kaçmış?
-Yok hocam kaçmadı hastası var izin aldı
-Hadi ya
-Öyle valla
-Ee yemek işi ne olacak Mesut bey
-Hocam lokantadan-yandan -pilav getirttim ister misin?
-Pilav mı?
-Pilav
-Başka ne var?
-Kuru fasulye de var
-Vay
-Hocam turşu’da evden
-Ya Mesut bey alem adamsın valla
Ne dersen de Mesut bey’ i köşeye sıkıştırmak mümkün değil
Hah şimdi aklıma geldi sabaha kahvaltı var-bakalım ne yapacak
-Mesut bey şikayetçiyim kardeşim
-Niye hocam ya!
-Arkadaş ben para mı geri istiyorum
-Hangi para ne parası hocam
-Ne parası var mı sabah kahvaltısının parasını
Mesut bey kahkahayla gülmeye başlıyor
-Valla sende alem adamsın hocam
-Alemi var mı Mesut bey aşçı yoksa sabah kahvaltısını kim verecek-ben paramı isterim
-Üzülme hocam o iş tamam
-Nasıl tamam ya
-Sabah hanım gelecek merak etme-sana, evinde nasıl kahvaltı yapıyorsan öyle kahvaltı söz
-Pes arkadaş pes valla alem adamsın Mesut bey senle baş edilmez
-Sende öle hocam sende
-Ömrün uzun olsun kardeşim ne diyeyim gülen yüzün hiç solmasın
-Sağ ol hocam sağ ol seninde
Mesut bey sözünü tuttu sabah yengenin elinden nefis bir kahvaltı yaptı tüm otel misafirleri
Helalaştık ve ben ayrıldım otelden-Mesut bey giderken arkamdan seslendi
-Hocam unutma bizi! ! Unutma Mesut oteli-unutma bizim hikayemizi
-Yooo unutmam kardeşim unutmam sözüm söz yazacağım ve sana yollayacağım
Allaha emanet olun
20.09.2007 Saat 22. 44
Mehmet Akif GülhanKayıt Tarihi : 21.9.2007 09:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu bir öyküdür. Mesut Otel _Denizli Tel-0 258 241 71 89 -90 Uğrayın yolunuz düşerse [email protected]
sevgiyle kalın
kişinin kısmetinde ne varsa onunla
karşılaşır üstadım sana başarılar
dilerim kalemin daim olsun saygı
ve sevgilerimle
Cemali-Hikmet Aksu
TÜM YORUMLAR (12)