Soğuk gecelerde bulutların üzerine oturup
Kadehlere doldurduğumuz ay ışığını içeriz
Acı sofralarda buluruz mutluluğu
Yorganın altında koca bir dünya düşleriz
Ben sana Ay ışığı bir o kadar güzel
Bir o kadar da donuktur derim
Bir nehir istiyorsan sana bir nehir vereceğim
Ve üzerine bir köprü inşa edeceğim
Ağaçların arasında olacak, hayaller ile dolacak
Masallardaki yerlere benzeteceğim
Şarkının söylediği gibi yapacağım
I dream of thorns and flowers,
broken skin, glowing hands bleed
I breath thousand possibilities,
seek goodness, then burn the trees
Refusing to believe the river is dry,
we decorate a forest with hyaloid pains
One day, the world will stop turning around
And will need our love for moving the ground
Days will pass and we will know
Being alive doesnt mean just breathing anymore
Love will make all the wrongs right
Nothing will be judged in this eternal life
Hiçbirşeyim yok benim
Sana çırılçıplak geldim
Hiçbirşey gizlemeden
Ruhumun ateşini sana verdim
Kendimi yücelten benim
Kuşlar göçüyor
Yönleri hayallerime doğru
Beni de alın götürün diyorum
Kanatsız almıyorlar beni aralarına
Çocuk gibi koşuyorum peşlerinden
Aynı yola kaç kere çıkar insan
Kaç kere sonunu getirmeden ayrılır
Kaç kere korkar, kaç kere yanılır
Kaç hayat geçer yeniden doğabilmek için
Uyum içinde olabilmek için
Gelsen demiştin bana
Sarılsak ve uyusak bütün gece
Sanki hiç yarın olmayacakmış gibi
Tanımasak birbirimizi ve hiç konuşmasak
Sanki sözcüklerle birlikte güneş daha çabuk doğacakmış gibi
Öylece yatsak birbirimizin kollarında düşünmeden bunun anlamını
Sıkıştırılmış zamanlarda istedik
Çok büyük yaşamları
Ve öyle büyüktü ki aşklarımız
sığamazlardı anlara
Kendimizi her şeyin ötesinde saydık
ve duygularımız ile her şeyi değiştiririz sandık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!