Mesut Dursun Artvinli Şiirleri - Şair Me ...

0

TAKİPÇİ

Mesut Dursun Artvinli

Aramızda sadece küçük bir şehir duruyordu seninle, uzaklığını kestiremediğim, yürüsem varacakmışım gibi gelen. Çocukluğumuzdan kalan yetiştirilmemiş toy acılarımız vardı, hayattaki tek vazifesi engel olmak olan ortak acılarımız ikimizinde.

Aşk sevgisiz kalmış kırılgan bir çocuktu içimizde. Ve hiç yabancılık çekmiyordu kalbim bir kız çocuğunun betona sürtmüş dizindeki eşdeğere düşen sızıya, hatta alışmıştı bile buna. Herşeyi değiştiren zaman bir tek acılarımı aynı bırakmıştı.

Evimin önündeki sokak, her gün önünden geçtiğim gazete aldığım bayi, şehirdeki, toplu taşıma otobüsleri ve mahalledeki evlerin duvar renkleri, her şey değişmişti. Hatta yüzünü bile hayal meyal hatırlıyordum, âşık olduğum yüzünü.

Devamını Oku
Mesut Dursun Artvinli

Eski bir inanışın üstündeki gerçekti; gün batımı güneşin gün aşırı sevincin ve her gün
sevilmenin.

Hiç bir tabiat olayının aklı almıyordu yüzündeki ışığı ve bugün herşey yeniden
başlıyacaktı, hayata bakışındaki umursamaz bir merhabayla.

Devamını Oku
Mesut Dursun Artvinli

Diğer bütün yalanlar gibiydi aslında sana ait olan gerçeğim ve gerçeğe çok yakın asitli bir yalandı, koca bir şehri; cadde cadde, sokak sokak işgal etmiş gözlerin… Küçük bir su birikintisiyken deniz gözlerinde, bulanık mutluluklar taşıdım bilmediğim soğuk coğrafyalara. Kimsesiz bir günün zalim gardiyanlığında, söylenmeye öylesine ihtiyaç bir cümlenin, çıplak ve utangaç bir anlamıydı bütün söyleyeceklerim. Tek başına sevmek suç unsuru sayılıyordu ve cezası sevmekten daha büyüktü tek gecelik hücrelerde hürriyet gibi yaşamaktı ve mecburiydi bu suçu işlemek… Derin koylarda sallanan en ihtişamlı yeşilken gözlerin, senin hakkında ama senin bilmediklerindi anlatacaklarım hafifletici neden olarak sayılanlar. Doğru değilse de yalan olmamıştı hiç bir zaman ve eğri büğrü yollarda ya da yabancı bir yol kenarında çok tanıdık gelen terk edilmiş bir ihtiyar yalnızlığa aitti bütün seçilmiş hikâyelerim ve bildiğim bütün hikâyelerde lüzumsuz bir kahraman oluyordum basit bir mezunun son cümlesinde yaşayan. Yorgun bir işçi gövdesinin ekmek kavgası ciddiyetinde yaşadım, çatlamaya hazır bütün gevrek mutluluklarımı. Eylül serinliğini çekmiş teninde, terli bir insan elinde ya da bir tebessüm karşılığında verilmek üzere sevgiliye alınmış bir çiçek renginde kalıyordu bütün gölgelerin. Bağımsızlık savaşından henüz yeni çıkmış bir yüreğin ve ne diyeceği hakkında hiç bir fikri yokken arkasından gidenin, olası bir buluşmada söylenmek üzere hazırda bekletilmiş birkaç cümleden ibaretti saklı kalan bütün yenilginin hikâyesi. Gündüz güneşle yer değiştirmiş yüzün hiç bir iklimin haberi olmadan, gece ay ile gözlerin, kısım kısım aydınlanan gecenin farkına varmadan. Senden habersiz gizli sevinçler yaşıyorken yaşadığın şehir; bildiği yollarda kayboluyordu eski bir yol haritasının güvencesinde ve yine bütün sevdalar kaybolmakla başlıyordu yeşil bir haritada ki gözlerinde…

Devamını Oku
Mesut Dursun Artvinli

Diğer bütün yalanlar gibiydi aslında sana ait olan gerçeğim ve gerçeğe çok yakın asitli bir yalandı, koca bir şehri; cadde cadde, sokak sokak işgal etmiş gözlerin… Küçük bir su birikintisiyken deniz gözlerinde, bulanık mutluluklar taşıdım bilmediğim soğuk coğrafyalara. Kimsesiz bir günün zalim gardiyanlığında, söylenmeye öylesine ihtiyaç bir cümlenin, çıplak ve utangaç bir anlamıydı bütün söyleyeceklerim. Tek başına sevmek suç unsuru sayılıyordu ve cezası sevmekten daha büyüktü tek gecelik hücrelerde hürriyet gibi yaşamaktı ve mecburiydi bu suçu işlemek… Derin koylarda sallanan en ihtişamlı yeşilken gözlerin, senin hakkında ama senin bilmediklerindi anlatacaklarım hafifletici neden olarak sayılanlar. Doğru değilse de yalan olmamıştı hiç bir zaman ve eğri büğrü yollarda ya da yabancı bir yol kenarında çok tanıdık gelen terk edilmiş bir ihtiyar yalnızlığa aitti bütün seçilmiş hikâyelerim ve bildiğim bütün hikâyelerde lüzumsuz bir kahraman oluyordum basit bir mezunun son cümlesinde yaşayan. Yorgun bir işçi gövdesinin ekmek kavgası ciddiyetinde yaşadım, çatlamaya hazır bütün gevrek mutluluklarımı. Eylül serinliğini çekmiş teninde, terli bir insan elinde ya da bir tebessüm karşılığında verilmek üzere sevgiliye alınmış bir çiçek renginde kalıyordu bütün gölgelerin. Bağımsızlık savaşından henüz yeni çıkmış bir yüreğin ve ne diyeceği hakkında hiç bir fikri yokken arkasından gidenin, olası bir buluşmada söylenmek üzere hazırda bekletilmiş birkaç cümleden ibaretti saklı kalan bütün yenilginin hikâyesi. Gündüz güneşle yer değiştirmiş yüzün hiç bir iklimin haberi olmadan, gece ay ile gözlerin, kısım kısım aydınlanan gecenin farkına varmadan. Senden habersiz gizli sevinçler yaşıyorken yaşadığın şehir; bildiği yollarda kayboluyordu eski bir yol haritasının güvencesinde ve yine bütün sevdalar kaybolmakla başlıyordu yeşil bir haritada ki gözlerinde…

Devamını Oku
Mesut Dursun Artvinli

Bir kitabın son paragrafındaki ana fikirdi düşüncemin orta yerinde oturan yüzün

ve hüzün darp edilmiş gündüzlerde bir harpten geriye kalan çerçevesi kırık bir hayattı.


Eski bir şehirde şuuru açık mutlulukken aşk,içinde gereğinden fazla gerçek olmayan

Devamını Oku
Mesut Dursun Artvinli

Kimi görsem yüzünde bir göz yarası, gönlünün karanlığına bırakılmış bir yüz parlaklığı.
Adın yeni bir anlamdı türkçede.Ne zaman şiir yazsam sana, içinde ne kadar gizli özne varsa hepsi deşifre edilşmiş mısralardaki buğulu bir edebiyat kaygısı…
Bütün sözler özünde kalmış aslında yani söylenecek çok söz yok özünde ve özünde tek söz bir çift göz olmuş söylenmeyen …

Öyle yüksek makamlarda çalıyordu paslı bir keyifle duyduğum herşarkı ve ben yüzüne yapılmış her şarkıya özenle vokal yapıyordum kendime.
Yüksek rakımlardan düşmüş bu aşk, bir yayla molası arasında; üşütecek Kadar yalnızdı bu zılgıt melodisi ve özletecek Kadar çok kilometer vardı gözlerim ile yüzün arasında, nerdeyse araya bir şehir sığacaktı…

Devamını Oku