Davasına bürünmüş dava adamı
Gönlün gözün Tevhid ile dolsun
Allah’a kul Peygambere ümmet
İzzet ve şerefin şahadet olsun
Hedefe ulaşmak zor değil senin için
Bir bakarsın istemesende rüzgâr sürükler
Güneşin battığı sahil kenarında bulursun
Güneş doğana kadar gece martıları avutur
Gözlerim ufukta beklerim beklerim seni
İçimden seni atamamak beni mecnun eyledi
Yok artık bu gidişin sonu yok
Hedefe ulaşmanın hesabı yok
Sen kolay olanı seçtin uyudun
Boşuna uğraşmanın imkanı yok
Çıldırmış belli ki tağutun adamları
Zulüm çarkı almış başını gitmekte
Sineler kararmış insanlık bitmekte
Vicdansız katiller rahat etmekte
Mağdurun hakkı zalimde gözükmekte
Zalimin hayvandan kalmamış farkı
571’de âlemlere rahmet Muhammed
Abdulmuttalib torunu yetim Ahmet
Amine evladı maka mı Muhammed
Ümmet'inin Peygamberi gül Ahmet
Sabırla adaletle geldi kırk yaşına
Ey gidi geçmiş günler ey
Biliyor musun ne güzeldi o günler
Ağlayıp beraber güldüğümüz günler
Tekrarı olmayan o altın günler
Hani varya baş başa dertleşip,
Bu ne iş, için ümitsiz dışın gayretten uzak
Hangi keyfiyet alı koymuş hesaptan uzak
Olur mu böyle gaflet olmaz haktan uzak
Ne yazık gün biterken aranır mı hiç sabah
Bunca zamandır uyumaktan usanmadın
Bak yine hüzün düştü yüreğime
İçimde ki ses ağır baştı ciğerime
Düşüncem aldı götürdü beni yine
Duygular karıştı seninle bak yine
Belli ki gül gibi tüttün burnumda
Güneşin sönmeye başladığı bir akşam vakti
Sahilde uzakları derin derin seyrederdim
Dalgalar şiddetiyle vurdukça seni düşünür
Ufukta ki beliren gemide olmanı isterdim
Hep hayaller kurar bende ki seni beklerdim
Bir mahlûk sahibine şunu diyordu
Benden vardır sana daha iyisi lakin
Zakir, Malik’ini bulmak lakin
Zatını anlamak asıl hakikattir lakin
Sen Hudasın ben zatına muhtaç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!